göze zarı

göze zarı

a. biy. Hücreyi saran zar.

göze zarı Osm. gılâf-ı hücrevî

(biyoloji)

göze zarı İng. cell membrane

Protoplazma yığınını çevreleyen az-çok farklılaşmış yarı geçirici bir zar.

göze zarı ile benzer kelimeler

Osm. hücre zarı doygunluğu

Göze zarının, alabileceği en yüksek nem niceliğini almış olması hali.

İng. open cell

Öklit n-uzayındaki birim açık yuvara ilingesel eşyapılı olan ilingesel uzay.

İng. mesh size

Göze açıklığı.

Tanrı kimseyi kimseye, en yakınlarına bile muhtaç etmesin anlamında kullanılan bir söz.

herkesin gözü önündeki şeye bakılması önlenemez anlamında kullanılan bir söz.

İng. unit celi

Bir buzsul yapısının tüm bakışım özelliklerini taşıyan en küçük temel birimi.

İng. unit cell

Bir örütü oluşturmak üzere, düzgün aralıklarla art arda dizilen en küçük atom, yükün ya da molekül ...

İng. primary cell

Değişik iki metalin üşerli bir çözelti içine batırılması ile oluşan kimyasal tepkileşimler sonucu bir yük-süren kuvvet oluşturan düzenek.

Fr. statocyste

(zooloji)

onamsız görüşme İng. informal interview Görüşmeciyle yanıtlayıcının biçimsel bir koşula ya da kurala bağlı kalmaksızın tam
gözden çıkarmak bir mal, para, değer yargısı vb. maddi veya manevi varlığın elden çıkarılmasını kabul etmek: İnsan, emeğini o kadar kolay g
gözden bırakmak Nazardan, gözden düşürmek.
balık gözleri İng. fish eyes Çelik yüzeylerde, ısı eğimlerinin oluşturduğu, balık gözü görüntüsünde çok ince çatlaklar.<
zarlı gözere Fr. Lépocytode