görünge

görünge

a. Eşya ve nesnelerin uzaktan görünüşü, perspektif: “Romanda gerçek kişileri arayanlar roman sanatına pek dar görüngelerden yaklaşıyorlar.” -S. İleri.

görünge

Hayvanlara yedirilen pembe çiçekli bir ot.

görünge İng. representation

Bir yöney, gerey ya da matematiksel işlerin belirli bir uzay, düzlem ya da konsayı dizgesi üzerinde aldığı sayısal, dizeysel biçim.

görünge İng. perspective

Geriye, gözerimine doğru ufalan düzeniyle ilk kez Rönesans'ta bilincine varılmış görsel özellik.

görünge İng. spectrum

Türlü dalga boylarındaki elektromıknatıssal ışınımların sırasını ve sıklık, erke gibi özelliklerini belirleyen çizge.

görünge İng. perspective

Sinema/TV. Uzaydaki nesnelerin belli bir görüş noktasına göre, belli bir yüzeye gerçek görünüşüyle aktarılması; böylelikle ikiboyutlu yüzeyde üçboyutlu, derinlemesine görünüş sağlanması.

görünge İng. perspective

1. matematik: Nesneleri bir yüzey üzerine göründükleri gibi çizmeye yarayan yöntem. 2. kentçilik: Kentlerde düz bir çizgi biçimde uzanan anayol. 3. güzelsanatlar, mimari: Nesneyi, duran bir noktaya göre uzaklıklarını ve aralarındaki duruş ayrımlarını canlandıracak biçimde resmetme, çizme.

---

görünge ile benzer kelimeler

görünge çözümleme İng. spectral analysis Özdeklerin ışınımlarından sağlanan görüngeleri inceleyerek özdeği oluşturan öğeleri nitel ve nicel olarak belirleme.

görünge planı İng. floor plan, perspective sketch Dekordaki duvarların, girişlerin, pencerelerin, eşyaların yerlerini gösteren, seyircinin görüşüne göre ölçekli olarak yapılan plan.

kesikli görünge İng. discontinuous spectrum Güneş yüzeyindeki çeşitli öğe buharlarının, ak ışık içindeki ışınımlardan kimilerini soğurmasıyla bir biçmeden geçtikten sonra kara çizgiler içeren görünge.

kolan görünge İng. band spectrum Moleküllerin dönme erke düzeyleri arasındaki geçişlerin bir cam ya da flim üzerindeki görüngelerinin renkli kolanlar biçimindeki görüntüsü.

---