gömme

gömme

a. 1. Gömmek işi. 2. Defnetme, tedfin: “Kızı artık uyuduğu yere temelli gömmeye hazırlanıyordu.” -O. C. Kaygılı. 3. Mayalı, mayasız, yağlı veya yağsız olarak yapılan bir tür kül pidesi. 4. Güzün veya kışın ekilen ekin. 5. sf. Üzerinde bulunduğu yüzeyin içine gömülmüş olan: Gömme banyo. Gömme dolap.

gömme

Mayalı ya da mayasız, yağlı ya da yağsız olarak yapılan bir çeşit kül pidesi, ekmeği.

gömme

1.bk.gömbe (I)-1. 2. Poğaça denilen bir çeşit börek. 3. Yağ ve ayranla karıştırılmış ekmek.

gömme

1. Patlıcan, biber, patates vb. şeylerin külde pişirilmesi. 2. Patlıcan yemeği.

gömme

Toprağa gömülerek bekletilen kavun karpuz.

gömme

1. Sonbaharda ekilen ekin. 2. Kışın ekilen ekin.

gömme

Kazılarak açılan kaynak, pınar.

gömme

At arabalarının sandığı üzerindeki babutun altında olan parça.

gömme

Toprak altına gömülerek saklanmış para ya da değerli şeyler, define

gömme

Kömbe, hamurdan yapılan etli ve tatlı bir yemek

gömme İng. burying, internment

Öldürülen bir kişiyi, C. Savcısının ya da önyargıcın yazılı izniyle gömme.

gömme İng. embedding

1. bk. gömev. 2. iki küme arasında bir gömev bulma.

gömme İng. imbedding

P —> F(P) indirgenmiş dönüşümü homeomorfîzim olacak biçimde birebir bir F : P —> M daldırması.

gömme İng. counterpart, insert, countersink

1. doğramacılık: Bir tahta parçasının daha geniş bir parça üzerine açılmış yarığa düz olarak, zıvana dili olmadan girmesiyle oluşan birleşme biçimi. 2. genel uygulayım: Bir nesnenin üzerinde yarık açılmış ya da önceden bir boşluk bırakılmış başka bir nesne içine yerleştirilmesi.

Gömme Osm. Havşa

---

gömme ile benzer kelimeler

doku gömme İng. tissue embedding Histolojik muayene için alınan doku örneğinin parafin, resin gibi sert bir madde içerisinde tespit edilmesi işlemi, embeding.

eşölçevsel gömme İng. isometric embedding ( )

gömme ayak , -ğı a. Yarım ayak.

gömme balkon a. mim. Dış yüzeyden dışarı taşmayan, evin kullanım alanı içinde kalarak yapılmış balkon.

gömme banyo a. mim. Çini vb. bir madde ile kaplanıp gömülü olarak yerleştirilmiş olan banyo teknesi: “Gömme banyonun içinden bakınca lavabonun üstündeki aynada, başını, omuzlarını görebiliyordu.” -N. Cumalı.

gömme civata Osm. Gömme çivi

gömme dolap , -bı a. mim. Duvarın içine yerleştirilmiş dolap, yerli dolap: “Kapıdan girince sol yanda bir ocağı, sağ yanda da duvara gömme bir dolabıyla beş altı rafı vardı.” -Halikarnas Balıkçısı. Osm. Yapının duvarlarında ...

Gömme fırın Alm. Tiefofen

---