gök

gök, -ğü

a. 1. İçinde gök cisimlerinin hareket ettiği sonsuz boşluk, uzay, sema, asuman, feza. 2. Yeryüzü üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk, gök kubbe, sema: “Süngülerini, çelikten birer parmak gibi göğe kaldırmışlar.” -R. E. Ünaydın. 3. Gökyüzünün, denizin rengi, mavi veya yeşile çalan mavi. 4. sf. Bu renkte olan. 5. sf. hlk. Olgunlaşmamış: “Uzun süren bir kışın karları, soğukları altından fışkıran gök ekinler...” -A. Kabaklı.

gök

Olgunlaşmamış, ham (meyve için): Gök erik safra yapar.

gök

1. Mavi, masmavi. 2. Yeşil, yemyeşil.

gök

Güvercine benzer bir çeşit kuş.

gök

Erkek deve.

gök

Mühür mumu.

gök

Mavi

gök, gökyüzü İng. sky

Gözerimi üzerine kapanan, sonsuz yarıçaplı mavi kubbe; bu kubbenin iç yüzü.

gök İng. sky border

Dekor gök için kullanılan sözcük.

gök Osm. sema

(astronomi)

gök, (gökce)

1. Mavi. 2. Yeşil.

Gök Köken: T.

Cinsiyet: Kız 1. Yeryüzünün üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk.2. Mavi renk.

---

gök ile benzer kelimeler

gök kırañı, (gök eteği, gök ucu, gök kenarı) Ufuk.

gök kandil, (gök zurna) Kör kütük, kör kandil, zilzurna.

gök kapusu, (gök yaruğu) Samanyolu, hacılaryolu.

ak gök 1. İyi kötü, yarı olmuş yarı olmamış sebze veya meyva. 2. Bir çeşit incir. 3. Çeşitli sebze. 1. İyi kötü, az çok: Ak gök neyise gabıhmdır, getirin. 2. Yarı olgunlaşmış meyve.

alaca gök Olgunlaşmamış, ham kavun, karpuz, meyva. İng. twilight sky Gün battıktan sonra alaca karanlığa bürünmüş olan gök.

Ay ve diğer gök cisimleri antlaşması İng.Treaty Governing the activities of States on the Moon and Other Celestial Bodies Fr.Traité relatives à l'exploration et à l'utilisation de l'espace extra-atmosphérique, y compris la

bostan gök iken pazarlık yapılmaz “ayrıntıları belli olmayan bir iş için anlaşma yapılmamalı” anlamında kullanılan bir söz.

gece gök ışığı İng. night sky light Gece aydınlanmasına ilişkin ışık.

---