fil

fil Ar. f³l

a. 1. hay. b. Filgillerin hortumlular takımından, Afrika ve Asya'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, çok iri, kalın derili hayvan (Elephas). 2. Satrançta çapraz hareket ettirilen taş.

fil

1.bk. fili (I). 2. Kapı zembereği.

fil

Kapı, pencere ve dolabın sürgüsü ya da mandalı.

fil

Yunanca seven anlamına gelen ön ek.

fil

bk. Afrika fili, Hindistan fili

fil Fr. élephant

(zooloji)

---

fil ile benzer kelimeler

deveden büyük fil var “herhangi bir konuda söz sahibi olanlardan daha büyük, daha yetkili biri mutlaka vardır” anlamında kullanılan bir söz.

fil ayaklılık İng. elephantiasis Fil hastalığı.

fil biti Alm. Elephantenlaus Fil sırtında yaşayan sokucu bit türü.

fil çomağı İng. ankus Filleri hareket ettirmede kullanılan, ucunda çengeli olan çomak.

fil derisi hastalığı İng. besnoitiosis Besnoitiozis.

fil dişi a. 1. Filin kendini korumakta veya karşısındakine saldırmakta kullandığı hortumunun iki yanında bulunan uzun ve eğri dişi: “Munise bana, fil dişleri gibi beyaz teninde mor lekeler, çürükler gösteriyordu.” -R. N. Güntekin. 2. sf. Bu dişten yapılmış: “Ce...

fil dişi karası a. Fil dişi külünden yapılan kara boya.

fil dişi kule a. Kendini toplumdan soyutlayan insanın, kendi içinde oluşturduğu dünya: “Sanatçının çevresinden ve kendinden el etek çekip hayal derinliklerine kapandığı devri geçti.” -B. Necatigil.

---