ferik

ferik, -ği

(I) a. hlk. 1. Kümes hayvanlarının civcivlikten çıkmış yavrusu, piliç. 2. Gevrek bir elma türü, ferik elması.

ferik, -ği Ar. fer³®

(II) a. ask. esk. 1. Tümgeneral. 2. Korgeneral.

ferik

1. Kümes hayvanlarının civcivlikten çıkmış yavruları, piliç. 2. Dişi piliç. 3. Dişi hindi.

ferik

Kuma, ortak.

ferik

1. Taze fasulye. 2. Tek çekirdekli kuru tane fasulye.

ferik

1. Genç, taze, körpe. 2. Yaşını göstermeyen, olduğundan genç görünen (kimse).

ferik

Sarı akrep.

ferik

Buğday başaklarının yeni sertleşmeye başladığı zamanki durumu.

< Ar. ferîk) ferik, genç, taze

ferik

Küçük, genç tavuk; piliç (Erzincan Merkez)

ferik

Piliç, genç kız

ferik

Piliç.

ferik

Dişi keklik

ferik

İkinci hanım

ferik

Yumurtlamaya yeni başlayan tavuk

ferik

Piliç.

ferik ile benzer kelimeler

Bir bar çeşidi.

a. Ferik (I): Sanki onların göğüsleri içindeki kalptir de bizim iman tahtalarımızın altındaki külde pişmiş . -A. Gündüz.

, -ği

a. ask. esk. Tümgeneral.

yüreği yufka sf. Üzüntülü, acıklı durumlara dayanamayan, merhametli (kimse).
tüfekliler Osm. Tüfenk-endazun 1. Piyade eri. 2. Savaş gemilerinde, gemici olmayan, sadece savaşan askerler.
terfik etmek yanına katmak, yanına almak.
terfik Ar. terf³® a. (terfi:ki) esk. 1. Bir kimseyi arkadaş olarak yanına alma. 2. Arkadaş olarak
şifre çözmek İng. decipher İng. decrypt