eşitlik

eşitlik, -ği

a. 1. İki veya daha çok şeyin eşit olması durumu, denklik, müsavat, muadelet: “Böyle bir eşitlik, ehliyeti olan herkesin en yüksek makamlara çıkabilmesi demek.” -C. Meriç. 2. Kanunlar yönünden insanlar arasında ayrım bulunmaması durumu. 3. top. b. Bedensel, ruhsal başkalıkları ne olursa olsun, insanlar arasında toplumsal ve siyasi haklar yönünden ayrım bulunmaması durumu: “Bunlar, eşitlikten yana olduklarını söyleseler de yaptıkları işler hep kendi ipliklerini boyamaya dayanır.” -S. Birsel.


eşitlik İng. equality

Değer, yaş, hak, ödev vb. lerinde eşit olma. Toplumsal eşitlik: Yasalarla tanınmış hak ve yükümlülüklerde bütün yurttaşların eşit olması, özdeşliği. siyasal eşitlik: Yurdun yönetimine katılma haklarında (seçme ve seçilme) bütün yurttaşların eşit olması. fırsat eşitliği: Bireylere toplumsal yaşamın her alanında (eğitim, kültür, ekonomi vb.) kendilerini geliştirebilmeleri için eşit olanaklar sağlanması. Eşitlik ilkesini gerçekleştirme isteği türlü derecelerde olabilir: Ahlaksal bir gereklilik olarak insanlara eşit kişisel haklar tanımaktan, bireyleri mekanik bir biçimde her yönden eşit kılmaya değin uzanabilir.


eşitlik İng. equality

Eşit olma durumu.


eşitlik İng. equality

Üzerinde aynı işlemi uygulama.


eşitlik İng. equality, identity

Eşitlik iminin iki terimden oluşturduğu tarndeyim: a = b. || Anl. özdeşlik.


eşitlik Osm. müsavat

(matematik)


eşitlik Fr. ex-ceque

Takımların ya da teklerin, yarışma sonucunda herhangi bir biçimde eşit olmaları.


eşitlik İng. equality

Bedensel, ruhsal başkalıkları ne olursa olsun, insanlar arasında toplumsal ve siyasal haklar yönünden ayrım bulunmaması durumu.


eşitlik İng. equation

Eşit (=) belirtimiyle birbirinden ayrılan iki yanlı simgesel anlatım, bk. denklem.


eşitlik Osm. müsavat

Düşüncenin yeterince, belli oranda anlatımı. (Sözcükler belli orandan az olursa özlenme: [es. t. icaz]; çok olursa uzatı: [es. t. itnab, iksar] denir.


eşitlik ile benzer kelimeler

tutumsal eşitlik (ekonomik eşitlik)

İng. economic equality

Yaşamın verilerinden tutumsal gerekirlik uygun ve olağan bir pay alma işleminde kişilerin eşit bir olanak sağlaması ya da hiç kimsenin başkası zararına özel çıkarlar sağlayamaması ilkesi.

asimptotik eşitlik

İng. asymtotic equality

(…)

dengelemde denklik (eşitlik) ilkesi

İng. equilibrium principle on balance sheet

Dengelemin borçlu ve alacaklı sayışmalarında yer alan değer toplamlarının, karşılıklı birbirine eşit olması.

ekonomik eşitlik

bk. iktisadi eşitlik

ekonomik ve toplumsal eşitlik

bk. iktisadi ve toplumsal eşitlik

eşdeğer eşitlik

İng. equivalent equation

Eşit simgesinin her iki yanına aynı işlemleri uygulamaya elveren eşitlik.

eşitlik bağıntısı

İng. equality relation

(…)

eşitlik derecesi

a. db. Kavramların “gibi, kadar” edatları ile karşılaştırılıp eşit ölçüde gösterilmesi: Ahmet kadar Ali de çalıştı. Uçak yıldırım gibi gidiyor.


bk. Anlam dereceleri.


İng. equative degree

"eşitlik" karakter analizi

  • eşitlik, 7 karakter ile yazılır.
  • e harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'e', 'ş', 'i', 't', 'l', 'i', 'k', şeklindedir.
  • eşitlik kelimesinin tersten yazılışı ' kiltişe' diziliminde gösterilir.

(e,i,k,l,t,ş) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

şeritlemek

(-i) Şerit geçirmek, şeritle süslemek.

eleştirel etik
İng. ciritical ethics

Metaetik.

zindeleştirmek

(-i) Zindeleşme işini yaptırmak.

yatıştırabilmek

(-i) Yatıştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.

ölçekli satış
İng. sell by measure

Bir özdek ya da nesneyi ton, ağırlık ile değil de ölçerek satma.

eşitlik - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
e1
ş4
i1
t1
l1
i1
k1
Toplam puan değeri10