esaslı

esaslı

sf. 1. Köklü, geniş ölçüde etkili, güzel, doğru: “Büyüdüğü vakit de kendisine esaslı bir şey söylenmemiş.” -N. F. Kısakürek. 2. Kuvvetli, etkili: “Annesi ona bağırırken babası da esaslı bir şamar indirdi.” -E. Şafak. 3. zf. Köklü, etkili, güzel bir biçimde, doğru olarak: Konuyu esaslı öğrendi mi?

---

esaslı ile benzer kelimeler

değer esaslı sübvansiyon İng. ad valorem subsidy Devlet tarafından üreticilere mal veya üretim faktörünün değerinin belirli bir oranı olarak verilen sübvansiyon.

değer esaslı tarife İng. ad valorem tariff Dışalımı yapılan malın gümrük sınırındaki değeri üzerinden uygulanan tarife. krş. miktar esaslı tarife

değer esaslı vergi İng. ad valorem tax Matrahı malın değeri olan ve belirli bir orana göre alınan vergi. krş. miktar esaslı vergi

miktar esaslı sübvansiyon İng. spesific subsidy Devlet tarafından üreticilere bir mal veya üretim faktörünün birimi başına verilen sübvansiyon.

miktar esaslı tarife İng. specific tariff Dışalımı yapılan malların özelliğine göre metre, litre, kilogram, ton ya da adet gibi fiziki birim başına uygulanan tarife. krş. değer esaslı tarife

miktar esaslı vergi İng. specific tax Matrahı malın özelliğine göre metre, litre, kilogram, ton ya da adet gibi fiziki birim olan vergi. krş. değer esaslı vergi

performans esaslı bütçe bk. performans bütçe

---