emniyet

emniyet Ar. emniyyet

a. 1. Güvenlik: “Kendi vatandaşlarının ırz, mal, can emniyeti hakkında teminat istiyorlar.” -E. E. Talu. 2. Güven, inanma, itimat: “Paris'teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı.” -R. N. Güntekin. 3. Polis işleri. 4. Güvenlik işlerinin yürütüldüğü yer: Emniyet müdürlüğü. 5. Bir araçta güven sağlayıcı parça.

< Ar. emniyyet) emniyet, polis teşkilatı

---

emniyet ile benzer kelimeler

emniyet altına almak korumak.

emniyet amiri a. İlçenin genel güvenliğinden kaymakama karşı sorumlu olan görevli.

emniyet dengesi İng. safety balance Nakit giriş ve çıkışlarındaki beklenmedik durumlar için tutulan para miktarı.

emniyet durağı a. den. Su altına dalan kişilerin vurgun yememesi için su yüzüne çıkış mesafesinde sağlık yönünden güvenli bölge.

emniyet düğmesi a. Patlayıcı ve yanıcı aletlerin güvenle kullanılmasına yardımcı olan, kullanıldığı zaman açık, kullanılmadığında da kapalı tutulan düğme.

emniyet etmek güvenmek: “Hele emniyet ettiğim birkaç uyanık arkadaşla bulunduğum zaman bülbül gibi ötüyordum.” -R. N. Güntekin.

emniyet kemeri a. Uçak, otomobil vb.nde güvenlik için bele takılan kemer: Otomobillerde bulundurmak zorunludur.

emniyet kilidi a. Kapı, kasa vb.nde güvenliği sağlayan kilit.

---