emekli karşılığı

emekli karşılığı İng. pension reserve

1. Emekli aylıkları karşılanılmak üzere ayrılan yedek para. 2. İşverence ödenecek emekli aylıkları karşılığı para.


emekli karşılığı ile benzer kelimeler

emekli

sf. 1. Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli. 2. a. Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse: “Buraya gelenler hep asker leridir.” -H. Taner.


...

emekli aylığı

a. Emekli olduktan sonra ödenen aylık, emekli maaşı.


İng. pension

Emekli olmuş kişilere, genellikle aylık olarak, yapılan bir transfer ödemesi.


İng. pension allowance

Y...

emekli ikramiyesi

a. Emekli olma sırasında verilen toplu para.


İng. retirement payment

Emeklilik hakkı kazanan çalışanlara çalışma süreleri ve konumları dikkate alınarak bir kereye özgü yapılan ödeme.

emekli maaşı

a. Emekli aylığı.

emekli olmak

belirli bir süre çalıştıktan sonra kanun ile sağlanan haklardan yararlanarak görevinden ayrılmak, tekaüt olmak: “Emekli olamadan kalp krizinden ölmüş.” -A. Ümit.

emekli ödencesi

İng. superannation

Yasal görev süresini doldurarak emekliye ayrılmış olan görevli ve hizmetlilere çalışma sürelerine göre verilen ödence.

Emekli Sandığı

İng. The Pension Fund for Civil Servants of The Republic of Turkey

Memur statüsündeki devlet personelinin malüllük, ihtiyarlık ve ölüm sigortalarını karşılamak üzere 1950 yılında etkinliğe başlayan tüzel kişiliğe sahip sosyal güvenlik kurumu. 2003 yılında ...

emekli sandığı ayırcası

İng. superannuation fund

Emekli aylıklarının ödenebilmesi amacı ve birikim yapılmak üzere açılan sayışım.


"emekli karşılığı" karakter analizi

  • emekli karşılığı, 16 karakter ile yazılır.
  • e harfi ile başlar, ı harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'e', 'm', 'e', 'k', 'l', 'i', ' ', 'k', 'a', 'r', 'ş', 'ı', 'l', 'ı', 'ğ', 'ı', şeklindedir.
  • emekli karşılığı kelimesinin tersten yazılışı ' ığılışrak ilkeme' diziliminde gösterilir.

(a,e,i,k,l,m,r,ğ,ı,ş) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

uğraşılabilmek

(nsz) Uğraşılma olasılığı bulunmak: “Fakat yine zannederim ki genç kız sırf bu sebepten, bu gururdan dolayı onu ötek

sığıştırabilmek

(-i, -e) Sığıştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.

erişme uzaklığı
İng. range

Canlıda, yüksek enerjili bir parçacığı durdurmak için gerekli madde kalınlığı.

bakışımlı eğri
İng. symmetrical curve

Tepe noktasıyla ortalamayı birleştiren doğruya (yüksekliğe) göre bakışımlı olan ve

bağrışabilmek

(nsz, -le) Bağrışma imkânı veya olasılığı bulunmak.