elinden kan çıkmak

elinden kan çıkmak

cinayet işlemek: Kırk kanını Allah'a affettirmeye çalışırken kazara, elinden yeni bir kan çıkmıştı. -Ö. Seyfettin.

elinden kan çıkmak ile benzer kelimeler

istemeyerek birini yaralamak veya öldürmek: Belki elinden bir kaza çıkar diye evine girmeye cesaret edemezdi. -Y. K. Karaosmanoğlu.

biri tarafından yapıldığı belli olmak: Giysi belli oldu, çok kaliteli, çok iyi terzi elinden çıkmış. -M. İzgü.

işinin ehli olan bir kimse tarafından yapılmak: Sırtında koyu lacivert, usta elinden çıkmış bir kostüm. -Y. Z. Ortaç.

Yolunu kesmek, karşısına çıkmak.

Karşısına çıkmak

ölümden kurtulmak.

yüzünden, -den dolayı: Yandım çavuş yandım senin elinden -Halk türküsü.

bir şeyle sürekli ilgilenmek: Hiç keser, çapa elinden düşmüyordu, yeri kazıyor kazıyordu. -M. İzgü.

'e', 'l', 'i', 'n', 'd', 'e', 'n', ' ', 'k', 'a', 'n', ' ', 'ç', 'ı', 'k', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
elinden kan çıkmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamkıç nak nednile' diziliminde gösterilir.

üçüzlenik damır Fr. Tricrote (pouls)
dikişten açılma Fr. déhiscence suturale (botanik)
denize açılmak kıyıdan çok uzaklaşmak: Denize açıldıktan beş on gün sonra iki ciddi fırtına ile karşılaştım. -Halikarnas Balıkçısı.
dengeli çıkarma İng. balanced hoisting
çileden çıkmak 1) olup bitenler karşısında sabrı ve dayanıklılığı kalmayıp taşkınlık göstermek: Ben ötede beride tanıdığım yaşlı başlı Fra