elek

elek, -ği

a. Taneli veya un gibi toz durumunda olan şeyleri yabancı maddelerden ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak için kullanılan, tahta bir kasnak ve tek tarafa gerilmiş, gözenekli tel, kıl, bez vb.nden oluşan araç: “Evden bir elek getirilecek, eleğin kenarına bir sopa konup kaldırılacak.” -S. F. Abasıyanık.

elek Fr. Tamis
elek İng. trommel

Çelikten yapılmış, döner tipte büyük çaplı elek.

elek İng. sieve
elek Fr. tamis

(tarım)

elek İng. strainer

Kafes biçiminde, tel ya da gözenekli metalden yapılmış, kaba pislikleri ayırmaya yarayan süzgeç.

elek İng. shadow mask

TV. Elektron demetlerinin rengine göre, görüntülükteki üçlü noktalardan gerekenlerin uyarılması sonucu, katmalı renk işleminin gerçekleştirilmesi için renkli almaçlarda görüntülüğün iç çeperinin önünde yer alan, üzerinde yaklaşık 400.000 delik bulunan çelik örtü.

Elek

Manisa ili, Yarbasan bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Elek İng. Tamis

---

elek ile benzer kelimeler

aygıt elek Eşya, ev eşyası. 1. Öteberi, şu bu. 2. bk. aygıt (I)-3.

çok katlı elek İng. multi-deck screen

çubuklu elek İng. bar screen

döner elek İng. rotary screen

elek altı İng. undersieving Bitki tohumlarının elenmesi sırasında, elekten alta geçen, genelde yemlik olarak kullanılan kırık, zayıf taneler.

elek bezi İng. screen cloth

elek çözümlemesi İng. sieve analysis

elek delik açıklığı İng. mesh

---