el elde baş başta

el elde baş başta

elde bulunan her şeyin tükendiğini anlatan bir söz: Balya'da beş on lira kazanmıştı. Onları da yedik, el elde baş başta. -R. N. Güntekin.

el elde baş başta ile benzer kelimeler

Yara, çıban, sivilce, yara bere.

büyük sıkıntılar içinde bulunanlar mantık dışı işler yapabilirler anlamında kullanılan bir söz.

kişi talihsiz olursa giriştiği hiçbir işten olumlu sonuç alamaz anlamında kullanılan bir söz.

zf. 1. İlk olarak: Arabacı mola verdiği zaman o büyük kızla büyük oğlan olmak üzere çocuklar aşağı atladı. -O. C. Kaygılı. 2. Özellikle.

Zekâ, akıl ve tedbir bakımından üstün kimse: Ben yaşta böyüğüsem sen de başta höyüksün.

Toyca hülyalar beslemek, başında kavak yeli esmek.

önde olmak, üstün durumda olmak: İpekçilikte Bursa başta gelir.

en ileri durumda bulunmak.

'e', 'l', ' ', 'e', 'l', 'd', 'e', ' ', 'b', 'a', 'ş', ' ', 'b', 'a', 'ş', 't', 'a', şeklindedir.
el elde baş başta kelimesinin tersten yazılışı ' atşab şab edle le' diziliminde gösterilir.

yerde başlatma Minder dışına çıkmış güreşçilerin durumuna göre güreşi kuralına uygun bir biçimde yerduruşuna göre başlatma.
türdeş altbölüm İng. homogenous fraction (stratum) Bir katmanlı örneklemede belli ayrıtlar bakımından benzerlik gösteren b
serbest dolaşım İng. free circulation 1. Üretim faktörleri, malların ve dövizin ülkeler arasında hiçbir kısıtlama ve sınır
satış bedeli a. tic. Satış fiyatı.
elbeşte dağarı Tabakların deri ıslattıkları, içine somak ve palamut konmuş tekne.