ekti

ekti

sf. 1. Her yiyeceği canı çeken. 2. Asalak. 3. Cimri. 4. a. Anası ve babası olmayan veya atılmış, bırakılmış çocuk. 5. hlk. Arsız, yüzsüz, görgüsüz. 6. hlk. Anası ölüp başka bir koyuna alıştırılan veya elle beslenen (kuzu): “Ayol ihtiyarsan ne diye kızın arkasından ekti kuzu gibi dolaşıyorsun?” -M. Ş. Esendal.

ekti Fr. parasite
ekti

Keçi vb. hayvanları çağırma ünlemi.

ekti

1. Anası ölüp de başka bir koyuna alıştırılan ya da elde beslenen kuzu. 2. Önüne gelen koyunu emen kuzu. 3. Başkasının otlağından geçinen (hayvan). 4. Alışkın, evcil (hayvan). 5.bk. ékde (I).

ekti

1. Asalak, başkalarının sırtından geçinen. 2. Cimri, pinti, görmemiş. 3. Arsız, yüzsüz, görgüsüz. 4. Dilenci tabiatlı. 5. Her şeyden tatmak isteyen. 6. Obur. 7. Aşağılık (kimse).

ekti

1. Anası ve babası olmayan (çocuk). 2. Atılmış, bırakılmış (çocuk). 3. Kimsesiz.

ekti

1. Dağınık, düzensiz. 2. Hizmetçi. 3. Çok gezen.

ekti

1. Uyanık, işini bilen. 2. Dalkavuk.

ekti

Büyümüşte küçülmüş, yaşı ile bağdaşmayan sözler söyleyen.

ekti

1. Metres, kapatma. 2. Pezevenk, yolsuz birleşmelere aracılık eden (kimse).

ekti

1. Eli sıkı. 2. Açgözlü.

ekti

bk. asalak.

ekti, (ekdi, ikdü, ikti, ektü, iktü)

1. Tufeylî, asalak, dalkavuk. 2. Alışkan.

---

ekti ile benzer kelimeler

ekti ekti konuşmak Küçük çocuklar büyükler gibi her şeye akıl erdirerek konuşmak.

burguca ekti Fr. Tréponème

ekti kıran Fr. parasiticide

ekti püktü a. Bir eve dadanan asalak kimse.

ekti türem Fr. parasitogénie

iç ekti Fr. Entoparasite Fr. Entozoaire

---