eksiksiz

eksiksiz

sf. 1. Eksiği olmayan, tam, tamam: “Bir sanatçının bu oranda eksiksiz ve dengeli olması aklın alacağı şey değildir.” -C. Külebi. 2. mec. İyi, namuslu, temiz. 3. zf. Tam olarak: “Verdiği emirler, on, on beş dakika içinde bütün Ege bölgesinde duyuluyor, eksiksiz uygulanıyordu.” -N. Cumalı.

---

eksiksiz ile benzer kelimeler

Dedekind eksiksiz örgü İng. Dedekind complete lattice, sequentially Dedekind complete lattice Boş olmayan, üstten ve alttan sınırlı her altkümesinin sırayla en küçük üst sınırı ve en büyük alt sınırı var olan örgü.( )

Dedekind eksiksiz örgüsü İng. Dedekind complete lattice Üstten sınırlı olan ve boş olmayan her altkümesinin en küçük üst sınırı var olan örgü. Anlamdaş. sırada eksiksiz örgü.

dizimsel eksiksiz ilksavlı kuram İng. syntactically complete axiomatic theory Her önermesi belirlenir olan tutarlı ilksavlı kuram; kanıtlanamayan herhangi bir önermenin ilksavlar kümesine katılmasıyla dizimsel tutarsız duruma dönüşen dizimsel tutarlı ilksavlı kuram.

dizisel eksiksiz uzay İng. sequentially complete space İçindeki her Cauchy dizisi yakınsak olan düzgün uzay. Anlamdaş. yaneksiksiz uzay.

eksiksiz birim dikey küme İng. complete orthonormal set Bir doğrusal uzayda birbirlerine dik birim yöneylerden oluşan bir büyükçe altküme. Anlamdaş. kapalı birim dikey dizge.

eksiksiz düzgün uzay İng. complete uniform space Üzerindeki her Cauchy süzgeci içindeki bir noktaya yakınsayan düzgün uzay.

eksiksiz hal Fr. cas fort Bükünlü dillerde, gövdenin kısa derecesiyle yapılan isim hallerine denir.

eksiksiz kişi Fr. personne forte Bükünlü dillerde, gövdenin tam derecesiyle yapıları fiil kişilerine denir.

---