ebé

ebé

Böyle mi, doğru mu ?

ebe

a. 1. Doğum işini yaptıran kadın: “Babam ebe bulmaya koştu.” -A. Kutlu. 2. hlk. Büyük anne, nine. 3. Genellikle çocuk oyunlarında baş olan, diğer çocuklara veya gruba karşı cezasını çekmek ve bundan kurtulmak için tek başına bütün sorumluluğu üzerine alan çocuk, oyun ebesi.

ebe Fr. Accoucheuse
ebe Fr. Sage-femme
ebe

1. Büyükanne, nine. 2. bk. eci-1. 3.bk. eze (I)-1. 4. Düğünde geline verilen armağanları toplayıp, göz önüne yayan kadın. 5. Soy, boy.

ebe

Çok konuşan, geveze.

ebe

Arıbeyi.

ebe

Bir çeşit mantar.

ebe

Küçük çocukların gözünde korkunç bir varlığı canlandıran ve onları korkutmak için söylenen sözcük.

ebe

Ham eriklerin arasından daha önce olgunlaşıp, yenebilen ekşi erik.

ebe

1. Oyunda elebaşı olan çocuğun durduğu yer. 2. Körebe oyunu.

ebe

Dişi koyun.

ebe

Budanmış asma dallarının bir ya da iki yılda uzamış kısımları.

ebe

1. Şaşma bildirir ünlem. 2. Cansıkıntısı, bıkkınlık, yorgunluk bildirir ünlem.

ebe

Şarap, sirke, turşu vb. şeylerin yüzünde toplanıp, pıh-tılaşan kalın kaymak.

ebe

Abla, büyük kız kardeş.

ebe

Teyze.

ebe

< ET aba: ebe; anneanne veya babaanne

ebe

Hala

ebe

Doğum yaptıran yaşlı kadın

ebe

Büyükanne, nine.

---

ebé ile benzer kelimeler

ebe garı Kocakarı, nine

ebe gé Al da gel:

ebe gél Al da gel: Ünkü goyunları asam ebe gel.

ebe kurbağa İng. obstetrical toad Kuyruksuz iki yaşamlılar (Anura) takımının, teker dilli kurbağagiller (Discoglossidae) familyasından, erkek birey dişi tarafından arka ayakları arasına bırakılan yumurtaları gelişene kadar taşıyan bir tür.

ebe kuşağı bk. alkım

ebe olmak oyun içinde ebelik yapmak: “Birçok oyunların tersine herkes istiyor, sahte yanlışlıklar yapıyordu.” -P. Safa.

---