düşme

düşme

a. Düşmek işi: “Büyük bir maharetle kurulan pusuya düşmeme bıçaksırtı kalmıştı.” -R. N. Güntekin.

düşme

Tandırda pişerken küle düşerek orada pişen ekmek, ekmek parçası.

düşme Fr. chute

Yerine göre ÖNDÜŞÜ (Aphérèse), İÇDÜŞÜ (Syncope) ve ARTDÜŞÜ (Apocope) adını alan ve bir sesin veya ses grupunün ortadan kalkmasından ibaret olan olay (ÖNDÜŞLÜ, Aphé-rétique: öleş'ten leş gibi /?/; İÇDÜŞLÜ, Syncopal: yayılım''dan yaylım gibi; ARTDÜŞLÜ, Apocope: kışlak'tan kışla gibi ),

düşme

Çeşitli fonetik etkiler altında, kelimelerin ön, iç ve son seslerinde bulunan ses veya seslerin düşmesi olayı: ısıcak>sıcak, ısıtma>sıtma, umutlu>mutlu, dirilik>dirlik, ilerile->ilerlemek, oyuna->oynamak; çiftçi; An. Ağz. çifçi, Fatma hanım> An. Ağz. FadimPBanım, pazar ertesi>pazartesi, büyücek (<büyükçek), ufarak (<ufak+rak), giysi (<geyesi), ottuz/otuz, sekkiz/sekiz vb. bk. ünlü düşmesi, ünsüz düşmesi, hece düşmesi, kaynaşma ve ünlü boşluğu.

düşme

sukut.

düşme, alçalma İng. decline, fall

Satakda mal, pay belgiti, para kambiyo ve benzerleri geçer değerlerindeki düşüş.

düşme Osm. sukut

(fizik)

---

düşme ile benzer kelimeler

acze düşme bk. borçları ödeyememezlik

açık düşme a. 1. Açık düşmek işi. 2. sp. Yağlı güreşte pehlivanın göbeğinin gökyüzünü görmesinden dolayı yenik sayılması.

cancikten düşme Dölden kesilme.

çiğ düşme Osm. bk. çiğlenme.

değer düşme çarpanı İng. maintenance factor, depredation factor Bir aydınlatma döşeminin yeniyken sağladığı aydınlıkla, aynı döşemin belirli bir kullanma süresi sonunda sağladığı aydınlık arasındaki oran (Ya da, bazen bu oranın tersi).

değerden düşme bk. değer yitirme 1

değerden düşme karşılığı İng. sinkingfund İşletme varlığını sağlayan değer öğelerinin dengelem günündeki gerçek değerlerine dönüştürülmesi, bu değerlerde çeşitli nedenlerle ortaya çıktığı anlaşılan kayıpların giderilmesi amacıyla ayrılan karşılıklar.

döl düşme zamanı Koyun, keçi vb. hayvanların yavrulama zamanı.

---