durum

durum

a. 1. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon: “Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı.” -R. N. Güntekin. 2. Duruş biçimi, konum. 3. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. 4. db. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl: Yalın durum. Belirtme durumu. Kalma durumu.


durum Fr. Moment
durum Fr. Position
durum Fr. Présentation
durum Fr. Arrêt
durum Fr. Attitude
durum

Odun.


durum

Yufka ekmeğinin içine çeşitli katıklar konularak sarılmış durumu


durum

Hal


durum

Vaziyet, durum


durum İng. score

Bir ayaktopu kümesinde takımların aldıkları sonuçlara göre kazandıkları değerler. Uluslararası kurallara göre kazanan takım iki, yenişemeyen takımlar birer değer alırlar. Yenik takımlar ise değer alamazlar.


durum İng. state
durum İng. status
durum İng. position

Vücudun, herhangi bir bölümü üzerinde, alıştırma için aldığı biçim.


durum İng. case

1. Ruhsal, toplumsal ve bedensel bakımdan çevresine başarılı bir biçimde uyması için inceleme ve bakım konusu olan kişi (öğrenci) ya da aile (ana-baba). 2. Yakınma konusu olan ve çözümü beklenilen sorun.


durum İng. Situation

(Lat. situs = yerleşik olan, konulmuş olan) : 1. (Genel olarak) a. Belli bir zamanda, belli bir yerde belli bir çevrede bulunma; belli bir çevreye konulmuş olma. b. Bir insanın çevresiyle somut bağlantısı. 2. (Aristoteles'te) On kategoriden biri: duruşu belirleyen ilinek. (Ör. İnsanın oturuyor, koşuyor durumda olması.) 3. (Günümüz felsefesinde) İnsanın kendisini içinde bulduğu somut gerçeklik. // Bu gerçeklik kendisine önceden belli olanaklar açar, öte yandan da olanakları kapar.


durum

bk. hal.


durum İng. situation

Kişiler arasındaki ilişkide önemli bir durumu getiren ve seyirciyi etkileyen görünüm. Tema, uygun bir durum üzerine oturtularak işlenir.


durum İng. case

Adın cümle içinde bulunduğu dil bilgisi şekli; yalın veya eklerle genişletilmiş olarak aldığı geçici durum. Türkçede adlar yalın, yükleme, ilgi, bulunma, yönelme, çıkma ve vasıta durumlarına girerler: || Yalın durum kapı (kapı kırıldı). || Yükleme durumu kapıyı (kapı+y+ı çaldı). || İlgi durumu kapının (kapı+nın kolu). || Yönelme durumu kapıya (kapı+y+a gitti). || Bulunma durumu kapıda (kapı+da kaldı). || Çıkma durumu kapıdan (kapı+dan döndü). || Vasıta durumu kapıyla (kapı+y+la kolu, çocuk+la annesi) vb. || Ad durumu ekleri, yukarıda belirtilen temel görevleri dışında daha başka bazı işlevler ile de kullanılır: sen+den küçük, su+dan cevap vb. Türkçenin tarihî dönemlerinde eşitlik (equativus: +ÇA); yön gösterme (direktivus: +gArU) ve vasıta (instrumentalis: +(I)n/+(U)n durumları, belirtilen özel eklerle karşılanırdı. Bugün bu durum ekleri Türkiye Türkçesinde yerlerini edatlara bırakmıştır. EAT’de uçın>üçin edatı da sıklıkla ekleşerek + çun/+çün sebep gösterme ekine dönüşmüştür. Buna bk.


durum İng. state

Bir dizgenin ölçülebilen tüm özellikleri arasında kurulan ve o dizgeyi ayırt edici olarak belirlemeyi sağlayan nicelikler ve aralarındaki bağıntı.


durum İng. state of affairs
durum Osm. vaziyet

(coğrafya)


durum, konum Osm. vaziyet (mevki)

(coğrafya)


durum İng. situation

Oyunda seyirciyi etkileyen görünüş. Vaziyet.


durum İng. situation-state

Bir süreç ya da bir oluşumun taşıdığı süreğen görüntü ya da belli bir zamanda aldığı kesit görünüş.


durum ile benzer kelimeler

acil durum kurtarması

İng. emergency recovery

acil durum planları

İng.Emergency planning Fr.plans d'urgent

açık durum

a. sp. Güreşte vücudun dizler bükülü, ayaklar açık, dirsekler gövdeye yakın, kollar yarı gergin olarak aldığı durum.

akçalı durum

İng. financial position, financial status

Genel yöntemlere göre hazırlanmış bir dengelemde görülen varlık ve borçlar.

aktifleşmiş durum

İng. activated state

Aktive olmuş durum; bir sistemdeki reaksiyonda reaksiyona giren iki molekülün çarpışması ile teşekkül eden kompleks; aktive olmuş durumdaki iki molekülün birbirine yakınlığı her ikisindeki bağları daha hareketli hâle getirir ve serbest ...

arda durum (yatın)

Fr. Rétroposition (de l'utérus)

artı geri dönülen durum

İng. pozitive recurrent state

bk. geri dönülen durum.

(bir durum) açığa çıkmak

1) belli olmak, anlaşılmak: “Ama daha önemlisi komünle bizim aramızda bir anlayış farkı olduğu açığa çıktı.” -A. Ümit. 2) rıhtıma aborda veya kıçtankara olmuş bir gemi bulunduğu yerden kalkarak daha uzaktaki bir yere demirlemek üzere kıyıdan uzaklaşmak.


"durum" karakter analizi

  • durum, 5 karakter ile yazılır.
  • d harfi ile başlar, m harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'd', 'u', 'r', 'u', 'm', şeklindedir.
  • durum kelimesinin tersten yazılışı ' murud' diziliminde gösterilir.

(d,m,r,u) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

kuduruşmak

Birbirinin üzerine atılıp oynaşmak.

domuz gürdüğü

Domuzların çiftleşme günleri.

domuz gribi
İng. swine influenza

Ortomiksovirüslerin neden olduğu, insanlara da bulaşabilen, trakeobronşit ve alveoler

Damudere

Amasya ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Giresun ili, Bulancak ilçes

Yuvademirciler

Çankırı ili, Eldivan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

durum - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
d3
u2
r1
u2
m2
Toplam puan değeri10