durmak
(nsz) 1. Hareketsiz durumda olmak: Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu. -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. İşlemez olmak, çalışmamak: Bileğimdeki saat durmuş. -A. Gündüz. 3. Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek, tevakkuf etmek: Yolda nerede çeşme gördümse durdum, elimi yüzümü yıkadım, su içtim. -N. Cumalı. 4. Dinmek, kesilmek: Yağmur durdu. 5. Varlığını sürdürmek: Türklerin yüzlerce yıl önceki kitabeleri hâlâ duruyor. 6. Var olmak: Bu kadar dersim dururken sinemaya nasıl gideyim? 7. Beklemek, dikilmek: Oturacak değil, ayakta duracak yer yok. -R. N. Güntekin. 8. Yaşamak: Anneannen duruyor mu? 9. Birisinin malı olarak bulunmak veya o malla ilişkisi olmak: Yazlık eviniz hâlâ duruyor mu? 10. Kalmak: Artık çok durmamış, yanındaki hanımla birlikte balodan çıkmış! -M. Yesari. 11. Bir yerde olmak veya bulunmak: Aspirin getirmeyeceğini adı gibi biliyordu çünkü çekmecesinde dokunulmamış bir kutu duruyordu. -T. Buğra. 12. Belli bir durumda, bir görevde bulunmak: Her gelişimde ben de maçları seyreder, kaleci dururdum. -H. Taner. 13. Ara vermek: Sabahtan beri hiç durmadım. 14. Bir konuyla çok ilgilenmek, üstüne düşmek. 15. (yar) Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Çalışadurmak, bakadurmak, getiredurmak, yiyedurmak gibi.
durmak
Birinin hizmetine girmek.
durmak
Durmak, beklemek, kalmak
durmak
< ET turmak: durmak. || dürmek
durmak
1. Beklemek. 2. Durmak, vaziyet almak. 3. Saklanmak, muhafaza edilmek. 4. Mahrumiyet üzere devam etmek. 5. Arta kalmak, artmak
durmak İng. halt
durmak, (turmak)
1. Kıyam etmek, ayağa kalkmak. 2. Vaz geçmek, geri durmak. 3. Kurulmak, yapılmak. 4. Karşı durmak, karşı koymak. 5. Bağlanmak, kendini vermek, mülâzemet etmek. 6. Kopmak, meydana gelmek. 7. Yaşamak, çok yaşamak. 8. Erişmek, yerleşmek
durmak ile benzer kelimeler
ağır durmakciddi, ağırbaşlı, oturaklı, soğukkanlı hareket etmek: Devlet adamlarının ileri gelenleri böyle sözlere karışmaz, ağır dururlar. -M. Ş. Esendal. |
akan sular durmakitiraz edememek, söyleyecek sözü kalmamak: Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu. -A. Kulin. |
aklı durmakdüşünemez bir duruma gelmek, şaşırmak. |
alarga durmak1) deniz aracı kıyıdan veya başka bir deniz aracından uzakta beklemek; 2) argo uzak durmak, karışmak istememek, ilgisiz davranmak. |
alargada durmak (veya tutmak) argoalargada durmak (veya tutmak) argo1) uzakta durmak; 2) den. deniz aracını kıyıdan veya başka bir deniz aracından uzakta bekletmek. |
alesta durmakalesta beklemek. |
arşınlayıp durmakBoş yere gidip gelmek. |
arta durmakArtmakta devam etmek, gittikçe artmak. |
"durmak" karakter analizi
- durmak, 6 karakter ile yazılır.
- d harfi ile başlar, k harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'd', 'u', 'r', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
- durmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamrud' diziliminde gösterilir.
(a,d,k,m,r,u) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
kuduruşmakBirbirinin üzerine atılıp oynaşmak. |
yumurtlak debeFr. Ovariocèle |
tuydurmakbk. duydurmak. |
susa durmakŞahlanmak, şaha kalkmak : Ali'nin atı dün çarşıdan geçerken susa durdu. |
pij doğurmakGayrimeşru ilişki sonucu çocuk doğurmak |
durmak - Scrabble puan değerleri
Harf | Puan |
---|---|
d | 3 |
u | 2 |
r | 1 |
m | 2 |
a | 1 |
k | 1 |
Toplam puan değeri | 10 |