dua

dua Ar. du¤¥¢

a. (dua:) din b. 1. Yakarış. 2. Tanrı'ya yalvarma, yakarış için söylenen dinî metin: “Pazartesi, perşembe geceleri yatağında gizli gizli Arapça dua okurdu.” -A. Gündüz.

dua

Dua, bk. dü’e

dua İng. prayer

Tek kişinin ya da din adamlarınca yönetilen tapınmaya, kutsamaya ve dinsel törene katılan kişilerin; yüce varlıkların, doğaüstü güçlerin yardım ve acımalarını sağlamaları, onları yumuşatmaları için seslenişleri, yakarışları.

dua

bk. kaside. I, 1. d.

duâ

Dua

DUA

bk. doku uyuşurluk antijenleri

---

dua ile benzer kelimeler

yavuz dua etmek, (yavuz dua kılmak) Beddua etmek, ilenmek.

beddi dua Beddua, kargış

doku uyuşurluk antijenleri, DUA İng. major histocompatibility complex, MHC Memelilerde yabancı dokuları tanımakla görevli, sınıf I, II ve III olmak üzere üç tipi bulunan, glikoprotein tabiatındaki zar molekülleri. Sınıf I antijenleri TCD8+ lenfositlerinde, sınıf II antijenleri ise TCD4+ l...

dua etmek Tanrı'ya yalvarmak: “Uyumak üzere olduğunu anladığında düş görmemek için dua etti.” -İ. O. Anar.

dua (veya duasını) almak iyi yapılan bir işle birinin hoşnutluğunu kazanmak: “Elini öpüp duasını almak istedim.” -B. Felek.

hayır dua a. din b. Bir kimsenin iyiliğini isteyen dua: “Arkalarından bakan gülümsemen n oldu onlara.” -A. N. Asya.

hayır dua almak kendisi için iyi dilekte bulunulmak.

hayır dua etmek iyi dileklerde bulunmak.

---