doz

doz Fr. dose

a. 1. Bir ilacın bir defada veya bir günde alınması gereken miktarı: “Ruhsal gerilimlerimiz varsa düşük dozda Diazem falan alın, hiç değilse...” -Ç. Altan. 2. kim. Bir maddenin bir birleşiğe, bir karışıma giren veya girmesi gereken belli miktarı, düze. 3. mec. Genellikle bir davranış, bir konuşma vb.nde yeterli görülen ölçü: “Çok ölçülü konuşur ve onun etrafındaki lakırtıları muayyen bir dozu geçmezdi.” -R. N. Güntekin.

doz İng. dose

Bir defada verilen ilaç miktarı.

doz İng. dose

İstenilen etkiyi oluşturan ilaç miktarı.

---

doz ile benzer kelimeler

bireysel doz İng. individual dose İnsan ya da hayvan vücudunun belirli bir yerinde bir süreç içinde ölçümü yapılan iyonlaştırıcı doz.

çevre doz debisi İng. ambient dose rate Yerleşim alanındaki bir noktada, yumuşak dokuyla soğrulan dozun dozölçerle ölçülen eşdeğer debisi.

doz belirtimi, düzem Osm. tâyin-i miktar (kimya)

doz bilgisi Lat. posologia Hastalara uygulanacak ilaç miktarları, uygulama yolları ve doz aralıklarını inceleyen farmakoloji alt dalı, pozoloji.

doz bölüntüsü İng. dose fractionation Işınım dozunun bir zaman dilimi içinde, iki ya da daha çok parçaya bölünerek uygulanması.

doz debimetresi bk. doz debiölçeri

doz debiölçeri İng. dose ratemeter / doz debimetresi Soğrulmuş doz debisini ölçmeye yarayan ışınım aygıtı.

doz eşdeğer debisi İng. dose equivalent rate dt zaman aralığındaki doz eşdeğeri dH'nin, dt'ye bölümü (H). (H =dH / dT) Doz eşdeğer debi birimi sievert (Sv)'dir.1 Sv. s¯1 = 100rem. s¯1 = 1 j.kg¯1. s¯1

---