döşeme

döşeme

a. 1. Döşemek işi. 2. Yapılarda taban üzerine döşenen tahta vb. kaplama: “Odanın döşemesine bakıyor, bir türlü bu yabancı yere bir ad koyamıyordu.” -E. E. Talu. 3. Bir yapının döşenmesine yarayan her türlü eşya, mefruşat. 4. Koltuk, kanepe, divan vb.nin kumaş, yay, pamuk vb. bölümleri: “Bu patiska döşemeleri beraber ütüleyecektik.” -A. Gündüz. 5. Taşıtların koltuk, taban, tavan vb. yerleri. 6. ed. Halk edebiyatında ve türkülerden önce söylenen, bazen tekerleme biçiminde olan uyaklı giriş bölümü: “Hamama gitmek, yıkanmak, masallara, masal döşemelerine bile girdiği gibi halkımızın yaşama biçimlerine de karışmıştır.” -S. Birsel.

döşeme

1. Ham ipekten yapılmış yollu ve renkli başörtüsü. 2. Çarşaf. 3. Hamam bohçası. 4. Halı, kilim, çul.

döşeme

Kaldırım.

döşeme

1. Oda takımı, mobilya. 2. Hamam takımı.

döşeme

1. Direk. 2. 2,5 cm. kalınlığında 30 cm. genişliğinde çam tahtası. 3. Kiriş. 4. Kayığın belinden geçen eğri ağaçların birleştiği yer. 5. Taban ve tavan tahtası. 6. Evlerin, ahırların tabanı. 7. Arabanın tahta döşemesi.

döşeme

1. Pirinç ya da bulgurla pişirilen sulu sebze yemeği: Ispanak döşemesi. 2. Pırasa yemeği. 3. Lahana yemeği. 4. Tencerenin dibine döşenen, haşlanmış, didilmiş tavuk etinin üstüne pirinç ve tekrar tavuk eti konularak yapılan pilav.

döşeme

1. Bir yerin sınırını gösterir belge, harita, plan. 2. Şecere.

döşeme

Yama.

döşeme

< ET töşemek: döşeme; hazırlık; giriş

döşeme

Pancar yemeği

döşeme

Âşık gösterisinde saz faslı bittikten sonra, âşıkların başladığı düzyazı tekerleme. Burada âşık bilgiler de verir.

döşeme İng. floor

(Mimarlık, İçmimari) 1. Bir yapıda ağaç, taş ya da beton zemin. 2. Koltuk, kanape, divan gibi üzerine oturulacak döşeme eşyasının ağaç bölümleri dışındaki kumaş, yay, pamuk vb. üst kısımları.

döşeme İng. furniture

Perde, koltuk, kanape, sandalye, masa, etajer gibi döşemelik eşya.

döşeme İng. furniture

Sinema/TV. Bir görünçlüğün döşenmesine yarayan eşya ve gereçler.

döşeme

Halk öykülerinde, yerine göre:. 1. Giriş bölümü. 2. Türkünün olayını anlatan düzyazı biçimindeki giriş. 3. Öykülerde bir olaydan ötekine geçerken söylenen tekerleme. (1. ve 2. bölümdekiler garip, gülünçlü ve olağanüstü serüvenlerdir; çoğun içuyaklı "seçili" olurlar.)

Döşeme

Balıkesir ili, Korucu bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

döşeme ile benzer kelimeler

Dip döşeme İng. Radier

döşeme çivisi Osm. Oturma mobilyalarında kolan, deri, kumaş ve benzeri gereçleri tutturmaya yarayan büyük yassı başlı ve dört köşe kesitli özel çivi.

döşeme eşyası İng. piece of furniture (İçmimari) Bir evde üzerinde oturulup yatılan eşyalar.

döşeme kirişi İng. joist (Mimarlık) Üzerine döşeme tahtalarının çakıldığı, karşılıklı iki duvar arasında birbirlerine paralel olarak atılmış kirişlerden her biri.

döşeme korunağı İng. furniture store, furnishings store Sinema/TV. Döşemenin saklandığı, korunduğu yer.

döşeme ressamı İng. draper Sinema/TV. Döşenmeye hazırlık olmak üzere, görünçlüğün taslağını çizen, döşemenin yerleştirilmesini sağlayan, çağın gereklerine göre taslak çalışmaları yapan kimse.

döşeme süzgeci İng. floor drain Döşeme sularını pissu döşemine ileten ağızlık.

mertek döşeme Ağaçlarla döşenmiş oda tabanı.

---