dör döş

dör

Köyün dışında koyun sağılan düzlük yer.

1. Eski evlerde büyük odanın oturulan kısmı. 2. Konuk odası.

döl döş

a. Çocuklar ve torunlar, soy sop: “Öyle ya, senin dölün yok, döşün yok! Bekâra karı boşaması kolaydır.” -E. E. Talu.

1. Soy sop, nesil. 2. Çoluk çocuk.

Çoluk çocuk, züriyet, evlât ve torunlar

döl döş sahibi olmak

çocuk ve torunları bulunmak: “Gün gelir, evlenir, döl döş sahibi olur, durulur.” -C. Uçuk.

döş

a. hlk. 1. Göğüs, bağır: “Bana yastık olsun lerin güzel.” -Âşık Veysel. 2. Kaburga altı.

Ön taraf: Döşümde yürü.

Yamaç, bayır.

Kavga, döğüş.

K...

döş bıçağı

Kasapların et parçaladıkları büyük bıçak.

döş etek

hlk. Sığır gövde etinde, döş ile sırt arasındaki kaslardan yapılan, dikdörtgen biçiminde, 1.0-1.5 kg ağırlığında pastırmalık et parçası veya bu parçadan yapılan pastırma.

döş kemiği

anat. Göğüs kafesinin alt duvarını oluşturan, atgillerde ve domuzda 6, geviş getirenlerde 7 ve etçillerde 8 adet döş omurunun birleşmesinden meydana gelmiş, kaburgaların doğrudan ve dolaylı olarak bağlandığı kemik, göğüs kemiği, sternum....

döş kolanı

Devenin karnının ön kısmından geçirilen kolan.