dolma

dolma

a. 1. Dolmak işi: “Çok geçmeden odaya çevredeki komşular dolmaya başladı.” -İ. O. Anar. 2. Tavuk, kuzu gibi hayvanların veya biber, domates vb. sebzelerin içine pirinç ve başka şeyler doldurularak pişirilen yemek: “Perihan nine evde kalacak, baklava açacak, dolma yapacaktı.” -H. E. Adıvar. 3. sf. Doldurularak yapılan: Dolma arazi. 4. argo Yalan, hile, dalavere. 5. argo Üç sigara kâğıdına bolca sarılmış esrar: “Oturalım şuraya da dolmamızı içelim, belki bir şeyler buluruz.” -M. Uyguner.

dolma

Kerpiç, tuğla ile yapılan ahşap duvar

dolma

1.bk. doldurma. 2. Rıhtım. 3. Zemini doldurularak yapılan bina. 4. Toprağı sonradan doldurulmuş yer,

dolma

Sulu köfte.

dolma

El ile doldurulan eski bir tüfek

dolma

Bir yemek adı

dolma İng. filling

Sığ bir göl ya da körfezin, dışgüçlerin taşıdığı özdeklerle dolup kara durumuna gelmesi.

---

dolma ile benzer kelimeler

ağızdan dolma sf. esk. Namlusu ağzından doldurulan (top veya tüfek).

arteryo-kapiller damarların yeniden dolma zamanı İng. arterio-capillary filling time Özellikle etçillerde, dudak iç yüzünde mukoza üzerine parmakla basınç yapılarak iskemi sağlandıktan sonra parmak basıncı kaldırılınca, mukozanın pembe renginin iki saniyede yeniden oluşmasıyla perifer dolaşımın fizyolojik...

cıbız dolma Bulgurla yapılan yoğurtlu sarmısaklı dolma.

dolma biber a. Dolma yapmaya uygun, büyük biber türü, dolmalık biber.

dolma demiri Patlıcan, kabak oymaya yarayan oyacak.

dolma dodah Ağzına kadar dolu, dopdolu.

dolma kalem a. İçine mürekkep doldurularak kullanılan yazı kalemi: “Sağ elinin parmakları arasındaki siyah renkli, şık bir var.” -A. Ümit.

dolma oda Evlerde yer odası.

---