doğal sınır

doğal sınır İng. natural frontier

İki komşu devlet arasında akarsu, sıradağ dorukları, göl ve deniz gibi doğal engellere dayanan sınır. bk. yapma sınır.

doğal sınır ile benzer kelimeler

İng. lower bound

()

İng. lower bound

()

İng. low-limit control

Sıcaklık, basınç ya da bağılnemin istenilen en küçük değerin üstünde tutulmasını sağlayan denetim düzeni.

İng. deterministic frontier model

bk. Dirichlet problemi.

İng. Cauchy boundary condition

öklit uzaymdaki bir yüzey üzerinde, bir tikel türetik denklemin çözümünce sağlanması öngörülen koşullArap.

İng. Debye-Huckel limiting law

İyonik şiddeti 0,01den düşük çözeltilere uygulanan, Debye-Hückel eşitliğinin basitleştirilmiş şekli.

İng. dermal grenz zone

Sınırlandırıcı kuşak.

İng. ellipsoid bound theorem

'd', 'o', 'ğ', 'a', 'l', ' ', 's', 'ı', 'n', 'ı', 'r', şeklindedir.
doğal sınır kelimesinin tersten yazılışı ' rınıs lağod' diziliminde gösterilir.

turnusol kağıdı İng. litmus paper Kırmızı veya mavi turnusol çözeltisi ile doyurulmuş, asit veya bazları denemek için kull
turnesol kâğıdı İng. papier au tournesol Bir ortamın asitlik derecesini pratik olarak anlamaya yarayan özel bir kâğıt.
solunum darlığı Fr. Dyspnée
soldan ağarı Soldan başlayarak.
Norlandsığırı İng. Norland Cattle Norveçin kuzey bölgelerinden köken alan, kısa kemikli, kısa bacaklı, vücudunun yan ta