dış küme

dış küme İng. exterior set

Bir kümenin tüm dış noktalarının kümesi.

dış küme İng. out-group

Bireyin bağlı ve ilişkili olduğu kümenin dışında kalan kişiler ya da küme.

dış küme ile benzer kelimeler

Osm. gışa-i haricî-i gubar-ı tâl'i

(botanik)

Sığır, davar kovalama ünlemi.

Osm. haricî merkez

(coğrafya, jeoloji)

dış özek İng. epicenter

Yeryüzünde, deprem ocağının dikey olarak üstüne gelen yer.

Osm. hariç anilmerkez

(botanik, matematik)

Osm. dış merkezlik

(astronomi)

İng. open subset

Bir kümenin alt kümesi olan açık küme.

İng. open cluster

Dağınık olarak bir arada bulunan yıldızlar yığınağı. Ülker, Arıkovanı, Samanyolu dizgesinin leridir.

İng. open set

Bir ilingesel uzayda iline içindeki kümelerden her biri.

<...

İng. affine independent set

()

zıpırdak düşmek Kaçmak: Hırsızlar beni görünce zıpırdak düştüler.
zayıf düşmek 1) zayıflamak: Ne yiyip içiyorsun? Zayıf düşmekten korkmuyor musun? -N. F. Kısakürek. 2) mec. güçsüzleşmek:
zannına düşmek sanmak: Âdeta elimi uzatsam dokunabilirim zannına düşmüştüm. -Y. K. Karaosmanoğlu.
yılına düşmek Bereketli, yağmuru bol bir yıla denk gelmek.
yıldızı düşmek 1. Ölümü yakın sayılmak. 2. İşi, durumu bozulmak, sürekli ters gitmek. Nektebe uğramak, talihi te