damak çıkan atardamarı
anat. Etçilde ve domuzda a. lingualis'ten, koyunda ve keçide a. carotis communis'ten, sığırda a. occipitalis'ten, atgillerde truncus linguofacialis'ten çıkan ve yumuşak damakla bunun kaslarını vaskularize eden atardamar, arterya palatina assendens.
damak çıkan atardamarı ile benzer kelimeler
damak büyük atardamarıİng. arteria palatina majoranat. Fossa pterygopalatina'da a. palatina descendens'ten ayrılan ve özellikle sert damakla ventral burun yolunun ön kısmı mukozasını vaskularize eden atardamar, arterya palatina mayor. |
damak inen atardamarıİng. arteria palatina descendensanat. A. maxillaris'ten çıkarak rostro-ventral yönde fossa pterygopalatina'ya giden atardamar, arterya palatina dessendens. |
damak küçük atardamarıİng. arteria palatina minoranat. Fossa pterygopalatina'da, a. palatina descendens'ten ayrılan ve yumuşak damağın vasklurarizasyonuna katılan atardamar, arterya palatina minor. |
ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olurçocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler anlamında kullanılan bir söz. |
ağzından çıkanı (veya çıkan sözü) kulağı duymamak (veya işitmemek)sözlerini tartmadan söylemek. |
çıkana. mat. Çıkarma işleminde bütünden alınan sayı. İng. subtrahend Bir ötekinden çıkartılacak olan nicelik. |
çıkan aortaİng. aorta ascendensanat. Aortanın başlangıcından altıncı torakal omur hizasında columna vertebralis'e ulaştığı yere kadar olan kesimi, aorta assendens. |
çıkan kolonİng. colon ascendensanat. Kolonun sekumla colon transversum arasındaki bölümü, kolon assendens. |
"damak çıkan atardamarı" karakter analizi
- damak çıkan atardamarı, 22 karakter ile yazılır.
- d harfi ile başlar, ı harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'd', 'a', 'm', 'a', 'k', ' ', 'ç', 'ı', 'k', 'a', 'n', ' ', 'a', 't', 'a', 'r', 'd', 'a', 'm', 'a', 'r', 'ı', şeklindedir.
- damak çıkan atardamarı kelimesinin tersten yazılışı ' ıramadrata nakıç kamad' diziliminde gösterilir.
(a,d,k,m,n,r,t,ç,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
tadını kaçırmakgüzel giden bir şeyi tatsız bir duruma sokacak ölçüsüzlüğe vardırmak: Şaka ettiğini ama şakanın tadını kaçırdığını söylüyor |
tadını çıkarmakbir şeyin güzelliğinden veya sağladığı imkânlardan yeterince yararlanmak: Kırlarda karısı ile birlikte çıkacakları uzun at |
taçlandırmak(-i) mec. Taçlanma işini yaptırmak: Silik tebessümünü nazik bir teşekkürle taçlandırarak çıtı pıtı cüssesini kucak |
çıngırdatmak(-i) Çıngırak sesi çıkarmasını sağlamak: Sığırlar çıngıraklarını ıslak ve sisli seslerle çıngırdatarak geçtiler. - |
çaktırmadanzf. (çaktı'rmadan) tkz. Belli etmeden, gizlice, sezdirmeden: O, kenar kenar yürüyerek ve deminki cevizlerin altın |