dağar

dağar Far. ta¦¥r

a. 1. Ağzı yayvan, dibi dar toprak kap. 2. Dağarcık: “Daldırın elinizi onun özdeyiş dağarına, her duruma uygun formüller bulabilirsiniz.” -H. Taner.

dağar Fr. Sac
dağar

Çukur.

dağar

1. Topraktan yapılmış, ağzı geniş, dibi dar, içine su, pekmez, ayran, süt, yoğurt, turşu ve küllü su konulan bir çeşit küp 2. Çömlek 3. Topraktan yapılmış, hamur yoğurmaya yarayan, iki kulplu büyük çanak 4. Büyük testi. 5. Saksı. 6. Topraktan yapılmış büyük kazan 7. Toprak mangal. 8. Su yollarında taş, kurbağa, tortu vb. ni alıkoymak için her yüz metrede bir açılan çukurlara konulan toprak ya da çimentodan yapılmış küpler. 9. Su deposu. 10. Havuz, tabakhanelerde derilerin ıslatıldığı havuz. 11. Yalak. 12. Ayakkabıcıların kösele, deri ıslattıkları ağzı geniş kap 13. İçinde fincan yıkanan toprak çanak 14. Demircilerin kızgın demiri söndürmekte kullandıkları ağaç kap. 15. Ekmek konulan kap

dağar

Un ambarı.

dağar

1. Dağarcık. 2. Çuvaldan biraz küçük bir çeşit torba

dağar

Çerçöp, öteberi.

dağar

Değer, kıymet.

dağar

Oturak, çocuk lazımlığı.

dağar İng. repertory

Bir tiyatro dönemi için araştırılıp incelenen ve seçilen oyun demeti.

I) Tüyü alınmış halının ıslatıldığı havuz. (-Uşak)

II) 1. Çinko üzüm deposu. (*Kemalpaşa -İzmir.) 2. Ağız kısmı çok geniş, dip tarafı çok dar iki kulplu küp. (Aşağıdinek *Şarkikaraağaç -Isparta)

dağar, (tağar)

Kap, çanak, küp, çömlek

---

dağar ile benzer kelimeler

dağar gibi olmak Karnı şişmek (hayvanlar için): Öküze çok su içirmişim dağar gibi oldu.

dağar tiyatrosu İng. repertory theatre Bir tiyatro dönemi içinde oynanmasını uygun gördüğü oyun demetini, ilerde de oynayabilecek biçimde, önceden belirleyen dramaturgi anlayışını benimseyen tiyatro.

---