coruk

coruk

Manda yavrusu.

coruk

Kuluçkaya gelmiş tavuk.

coruk

Gelişmemiş, büyümemiş.

coruk

Fidan.

coruk

İnatçı.

coruk

1.bk. cork tavuk. 2.bk. culuk. 3. Oburluğu ile tanınan bir çeşit kuş: Coruk kuşu gibi lâk deyince et, lök deyince su istiyorsun.

coruk

Bahane, özür.

coruk

Fıtıklı (kimse).

coruk

1. Züğürt, para tutmayan 2. Cahil ve görgüsüz.

coruk

Yıkılmış, yıkılmaya yüz tutmuş yapı.

coruk

Hindi.

coruk

Zayıf, hastalıklı

coruk ile benzer kelimeler

Haklı haksız herşeye itiraz etmek.

soluk burgucan Fr. Spirocli eta pallida
radyoculuk , -ğu a. 1. Radyo yapma, onarma veya satma işi. 2. Radyo kuruluşlarını işletme ve yönetme işi.
oturcak Tahtadan yapılmış arkalıksız sandalye.
koşturmaca a. Sürekli çalışma, koşturma durumunda olma.
kormutcu 1. Hizmetçi. 2. Arabacı yamağı.