çöktürme

çöktürme

a. Çöktürmek işi.

çöktürme İng. precipitation

Kimyasal tepkimeler ya da fiziksel süreçlerle belirli bileşikleri, özdekleri çöktürme olayı.

çöktürme İng. sedimentation

Bir karışımda bulunan maddelerin çöktürülerek ayırt edilmesi.

çöktürme ile benzer kelimeler

İng. reprecipitation, double precipitation

Yeniden çöktürme ile eş anlamlı,

İng. precipitation methods of analysis

Bir çökelek oluşumu (nadiren çökeleğin kaybolması) ile ilgili gravimetrik ve titrimetrik yöntemler.

a. Pis suyun arıtılması amacıyla birbirini izleyen çeşitli havuzlarda kimyasal işlemlerle çöktürüldüğü havuz.

İng. clarifier unit

Pissu temizleme döşemlerinde yumaklaşmış maddelerin çöktürüldüğü havuz.

İng. precipitation titration

Bir çözeltideki tayin edilecek türlerin titrant ile çok az çözünen bir bileşik oluşturduğu titrasyon türü.

İng. homogeneous precipitation

Bir çöktürücü belirtecin analiti içeren çözeltide kimyasal olarak oluşturulması; homojen çözeltiden çöktürme olarak da bilinir.

İng. reprecipitation

Çökeleğin saflığını arttırmak için çökeleğin oluşturulması, süzülmesi, yeniden çözülmesi ve tekrar çöktürülmesinin yapıldığı bir yöntem.

İng. chemical precipitation

Kimyasal maddelerin çözeltiye ilavesi ile çözeltide bulunan maddelerin katı faz oluşturarak çözeltinin dibinde birikmesi.

tektürel çözüm İng. homogeneous solution
sertlikölçüm Osm. hidrotimetri kimya: Bir suyun sertlik derecesinin sabun yardımıyla belirlenmesi.
ötürgeç olmak İshal, sürgün olmak
örümcek altçıl Fr. Sous-arachnoïdien
ömür çürütmek uzun zaman emek vermiş olmak veya boşuna vakit geçirmiş olmak.