çizik

çizik, -ği

a. 1. Çizgi. 2. Sıyrık, çizgi biçiminde yara: Kabuk bağlamış yara ve çiziklerin kaldırılması icap etmez. -N. F. Kısakürek. 3. sf. Çizilmiş.

çizik Fr. Strie
çizik Fr. Trait
çizik Fr. Sillon
çizik

Tohum ekmek için pullukla açılan yer, karık.

çizik

Sınır belirtmek için iki tarla arasına çekilen çizgi

çizik

1. bk. çizi (I)-1. 2.bk. çizi (I)-2.

çizik İng. laying out, outline

(Resim) Çizgi yoluyla gösterme.

çizik İng. scratch

Haddeleme sırasında oluşan ve sivri uçların sürtmesiyle, yüzeyde ince uzun izler biçiminde beliren kusur.

çizik İng. scratch, rain

Sinema Filmin yüzünde, yabancı cisimlerden ya da filmin pürüzlü yerlere sürülmesinden oluşan, çizintiden daha derin olan sıyrık.

çizik ile benzer kelimeler

Fr. Ligne blanche surrénale

İng. straited striated pebble

Buzulların deyimiyle üstü ince ve derin çizilmiş, dip buzultaşı çakılları.

Fr. Opto strié, ée

Fr. Horoptère

İng. negative scratch

Sinema Negatifte ortaya çıkan çizik. (Negatifi zedelediği, dolayısıyla pozitiflere de geçtiğinden, zararı daha önemlidir).

İng. positive scratch

Sinema Gösterimde ya da sarmada özellikle toz birikmesinden oluşan, negatif çizik kadar önemli olmayan çizik.

zihin çöküşü İng. mental deterioration Yaşlılıkta ya da erken bunamada zihnin görevini yavaş yavaş yerine getirememesi
zaman çekerliği bk. Çekerlik.
yüzgeç kaidesi İng. fin base Bir yüzgecin vücuttan çıktığı bölgesi.
şirazdan çıkmak Sınırı aşmak, aşırı şımarmak.
şifre çözmek İng. decipher İng. decrypt