çırpı

çırpı

a. 1. Dal, budak kırpıntısı: “Bir çırpıya benzeyen kolunu sol tarafta bir yere uzattı.” -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. Boyalı ve gergin bir sicimi yay gibi çekip bırakmak yoluyla çizgi çizme: Çırpı vurmak. 3. Çok zayıf.

çırpı

Beyaz Badana toprağı.

çırpı

Bir şeyi düzgün bir şekilde yapma (hk.).

çırpı

Kadınların başlarına bağladıkları yemeni.

çırpı

1. Üç parçalı olan dokuma, renkli kilim. 2. Ensiz kilim.

çırpı

Yaprak: Ağaçlar çırpı açmış.

çırpı

Yün atmak için kullanılan araç.

I) Yünü dağıtıp toplamak için kullanılan beş çatallı bir keçeci aracı. (*Yalvaç -Isparta)

II) 2-2,5 m. en, 3-3,5 m. boyunda basma. (Yenikent *Aksaray -Niğde)

III) [çırpıipi, çilpi] Örülen duvarın muntazam olmasını sağlamak için kullanılan ip. (Akbaş, Özçaltı *Güdül -Ankara) [çırpıipi] : (Ilıca *Ayaş -Ankara) [çilpi] : (*Refahiye -Erzincan)

çırpı

Huy, gidiş, tavır, kılık

Çırpı

İzmir ili, Çırpı bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Çırpı

Muğla ili, Yeşilyurt bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

çırpı ile benzer kelimeler

çalı çırpı a. Kolayca ateş yakmaya yarayan ince ve kuru ağaç dalı, kuru ot vb. şeyler: “Ocağa yaklaştılar, yığınını tutuşturdular.” -N. Cumalı.

çırpı gibi çok ince, çok zayıf (kol ve bacak).

çırpı ipi a. İki nokta arasında düzgünlüğü sağlamak için kullanılan ip. Kalfaların yapı taşlarını bir hizada koymayı sağlamak için kullandıkları ip

çırpı ölçer Fr. Homalographe

çırpı vurmak boyaya batırılmış ipin gerilip çabucak çırpılmasıyla yüzeylere çizgi çekmek.

---