çıkmaz ayın son çarşambası

dokuz ayın çarşambası bir araya gelmek

birçok iş birden ortaya çıkıp sıkışık bir durum yaratmak.

alt yanı çıkmaz sokak

sonu gelmeyen, sonuç alınamayan işler için söylenen bir söz.

ateş olmayan yerden duman çıkmaz

küçük de olsa birtakım belirtilerin önemli olaylara işaret olduğunu anlatan bir söz.

bir elin sesi çıkmaz

1) “bir davanın bir kişi tarafından savunulması etkili ve yeterli değildir” anlamında kullanılan bir söz; 2) “yardımlaşarak işler daha kolay başarılır” anlamında kullanılan bir söz.

can çıkmayınca (veya çıkmadan) huy çıkmaz

“insanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildir” anlamında kullanılan bir söz.

çıkmaz

a. 1. Sonu kapalı, çıkış yeri olmayan, hiçbir yere ulaşamayan yol, sokak: “Bu apartmanın olduğu da bir garaj, bir eski ahır, üç esrarlı ve daima kapalı depodan başka bir şey yoktur.” -H. E. Adıvar. 2. sf. mec. Çözüme ulaşmayan, çözüm yolu olmayan.

çıkmaz konu

Sonucu kimseyi doyurmayan ve çözüm yolu inandırıcı olmayan oyun konusu.

Çözüm yolu olmayan, sonucu kimseyi doyurmayan oyun konusu.

çıkmaz sokak

a. 1. Girişi ve çıkışı aynı olan sokak: “Biraz ötemizdeki tan başka her yere çıkmak, bana yasak edilmişti.” -Halikarnas Balıkçısı. 2. mec. Sonu olmayan olay, durum vb., boşuna çaba.