çatma

çatma

a. 1. Çatmak işi. 2. Provada geçici olarak bir giysiye iliştirilmiş olan parça. 3. Duvarları ağaç gövdesinden birbirine takılarak ve çivisiz olarak yapılan yayla evi, Yörük çadırı. 4. Bir çeşit döşemelik kumaş: “Sonra o çatma örtülü minderin üstüne oturmuş, albayın İstanbul hakkındaki suallerine kısa kısa cevap vermişti.” -H. E. Adıvar. 5. Ahşap yapılarda ağaç iskeletin temel parçaları. 6. Semerin ağaç kısmı. 7. Heykel yapımında çamuru ayakta tutan tel iskelet.

çatma

1. Duvarları ağaç gövdesinden birbirine takılarak ve çivisiz olarak yapılan yayla evi, yığma ev. 2. Yörük çadırı. 3. Direkler çatılarak araları tuğla veya kerpiçle doldurulan duvar. 4. Köşe.

çatma

Bir arada bağlı on -oniki hayvana dövensiz harman dövdürme.

çatma

Başörtüsü.

çatma

Harmanın çevresine bir seferde yayılan sap.

çatma

1. Üç ince ağacın uçlarından bağlanarak yayık yaymak için kullanılan bir araç. 2. Sehpa.

çatma

Pamuklu elbiseye dikilen eğri dikiş.

çatma

Elbise sandığı.

çatma

Yükleri hayvanın semerine yükleme.

çatma

1. Destek olarak kullanılan çatal ağaç. 2. Dört tekerlekli arabada arka tekerlekleri badoga bağlayan çatal ağaç.

çatma

1. Birleştirme. 2. İlmeleme.

çatma

Bir yapıyı parçalama.

çatma

Bir çeşit yanık bağı.

çatma

Tarlayı sudan kurtarmak için yapılan setin iskelesi.

çatma

Semerin ağaç kısmı.

çatma

Bağ ve bahçelere yapılan ağaçtan küçük ev, kulübe.

çatma

Üç ince ağacın uçlarından bağlanarak yayık yaymak için kullanılan bir araç

çatma İng. collision Fr. collision

(Deniz Hukuku)

çatma İng. framework

(Resim, Heykel) 1. Heykel çamurunu ayakta tutacak demir çubuk ve tel iskelet. 2. Kurşun çubuklardan yapılan camresim iskeleti.

çatma İng. Engagement

Vuruşma duruşunda, savutların uçlarını karşılıklı olarak uygun görülen çelgi doğrultusunda çaprazlama.

çatma İng. pyramid

Tabanı bir çokgen, yanal yüzleri birer üçgen olan ve ortak bir köşe noktasında birleşen çok yüzlü. Anlamdaş. kurgan.

çatma İng. knotless

Çeşitli kenar biçimi, göze sayısı ve göze büyüklüğündeki ağ parçalarının kenarlarının birbirine birleştirilmesi işlemi.

I) Yağ çıkarma sırasında tuluğun asıldığı üçayak. (Akdağ, Yeşilköy *Gelendost -Isparta; *Kemalpaşa -İzmir)

II) 1. Dolgu ile kapatılmış ağaç duvar. (Fındıkoluk -Bilecik;. Güney *İkizdere -Rize) 2. Ağaç ve tahta yapılarda ana direklere çapraz olarak çakılan çıtalar. (Güney *İkizdere -Rize)

çatma

Çiçekli kadife kumaş

çâtma

Bir dokuma çeşidi

Çatma

Bingöl ili, Adaklı ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Çatma

Edirne ili, Lalapaşa ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Çatma

Hakkâri ili, Yüksekova ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Çatma

Yozgat ili, Musabeyli bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Çatma İng. Collision

---

çatma ile benzer kelimeler

çatı çatma Bahçeyi selden kurtarmak için odundan yapılan çit.

çatma boşaltması İng. Counter disengagement Bir çatma değiştirme karşısında, sıyırma ile yapılan boşaltma eylemi.

çatma çekmek Sapı, harmanın etrafına yaymak.

çatma değiştirme İng. Change of engagement Çatma durumunda, başka bir çelgi doğrultusunda yeni bir çatmayı oluşturma.

çatma ev Ağaçlar birbirine çatılarak yapılan kır evi

çatma kaş a. Aralarında kılsız yer olmayıp birbirine kavuşmuş olan kaşlar. Alın ortasında birbiren bitişik kaş

çatma kovmak Harman dövmek.

derme çatma sf. 1. Gelişigüzel toplanmış, aralarında uygunluk bulunmayan: Derme çatma eşya. 2. Değersiz gereçlerle özensiz olarak yapılmış: “Yangın yerlerinde evler yapılıyordu.” -Y. Atılgan. 3. Önemsiz, değersiz: “Şimdi köy düğünlerine, pehlivan güreşlerine gid...

---