çapraz

çapraz Far. çep + r¥st

sf. 1. Eğik olarak birbiriyle kesişen. 2. İki taraflı, karşılıklı: Çapraz ateş. 3. zf. Eğik bir biçimde: “Boynuna çapraz astığı tüfeğini yokladı.” -S. Kocagöz. 4. a. Karşı tarafın yanı: “Oturuşunu değiştirdi, çaprazındaki masayı değil de hemen sağındakini görecek şekilde yan döndü.” -E. Şafak. 5. a. Bir tür olta iğnesi. 6. a. hlk. Kopça, düğme. 7. a. sp. Güreşte rakibin koltuk altından kol geçirip sarma oyunu.

çapraz Fr. Croisé, ée
çapraz

Şaşı.

çapraz

1. Kopça. 2. Düğme. 3. Gümüş veya altın gerdanlık. 4. Göğüse takılan süs iğnesi, gümüş iğne. 5. Demircilerin kıskacı bağlamak için kullandıkları demir halka. 6. Dolap ve pencere menteşesi. 7. Kolan tokası. 8. Köpek tasması

çapraz

Sulu sepken yağan kar.

çapraz

1. Eğri: Bu tahta çok çapraz. 2.bk. çapras (I)-2.

çapraz

Ön sağ, arka sol veya ön sol ve arka sağ ayağı beyaz veya alacalı olan at.

çapraz

1. İnatçı. 2. Ortalığı karıştıran (kimse).

çapraz

Buğday ve arpa karışımı.

çapraz

Engel.

çapraz

Güreşte bir oyun.

çapraz

Kadifeden veya çuhadan yapılmış, sırmayla işlenmiş ceket.

çapraz

Bir çeşit dokuma motifi.

çapraz

Destek ağacı

çapraz Osm. çapraz

Testerenin çalışırken sıkışmasını önlemek için dişlerin sağa ve sola birer atlayarak eğilmesi.

çapraz İng. diagonal
çapraz İng. chiasme
çapraz

Karşı güreşçiyi ayaktayken kolları ile kavrayıp onu gerisingeri sürerken çelme takıp sırt üstü yere düşürme.

çapraz İng. Croise

Bir çelgiyle yakalanan karşı savutun bağlantısını kesmeden uygulanan özel biçimde bir dürtüş. (Eylem üst dış doğrultudansa, savut ucu karşı namlunun üstünden çevrilerek alt dış doğrultuya; alt dış doğrultudan başlamışsa, savut ucu karşı namlunun altından çevrilerek üst dış doğrultuya doğru uygulanır.)

çapraz İng. transversal

İki doğruyu kesen üçüncü bir doğru. Anlamdaş. kesen II.

çapraz Osm. tesâlüb

(biyoloji)

I) 1. Düven okunu boyunduruğa bağlayan demir çengel. (Kızılca *Bor -Niğde) 2. Bıçkı dişlerini ayaklamağa yarayan çelik aygıt. (*Kemalpaşa -İzmir; *Aksaray -Niğde) 3. At başlığında hayvanın yüzüne rastlayan kısımda bulunan çarpı biçimindeki kayış. (*Aksaray -Niğde)

II) Semerlerin arka kısmına iplerle yapılan çarpı biçimindeki süsler. (*Yalvaç -Isparta)

---

çapraz ile benzer kelimeler

arkadan çapraz Bir güreşçinin arkasından alınan çapraz.

bacaklar çapraz İng. crossed legs Bacakların birbirine çapraz duruşu.

çapraz açılar İng. angles made by a transversal İki doğruyu üçüncü bir doğru kestiğinde oluşan sekiz açı.

çapraz açkı İng. allen wrench Saplaç ya da başlıkları söküp bağlamaya yarayan, başı altıgen, kolları çapraz biçimli açkı.

çapraz ateş a. Karşılıklı yönlerden silahla saldırma.

çapraz atlayış İng. Scissors Çıtayı, binermiş gibi karın altına alarak aşma temeline dayanan yaygın bir yüksek atlama biçimi.

çapraz aydınlatma İng. cross lighting Sinema/TV. Geriden aydınlatma ile önden aydınlatma arasında gerek yön gerek elde edilen sonuç bakımından ortalama durumdaki aydınlatma.

çapraz bağ yırtığı İng. ruptured cruciate ligaments Diz ekleminde uyluk ve kaval kemiği arasında bulunan ve diz ekleminin önden arkaya doğru kendi içinde kaymasını sağlayan ayrıca uyluk kemiğinin içe ve dışa dönmelerini sınırlayan bağların kopması veya yırtılması.

---