çañ

çañ

İçi oyularak kurutulmuş patlıcan.

çañ

Kağnıda yanlara konan ağaç.

çañ

Değirmenlerde tahılın bitmesini haber veren, taş üzerine sarkan ipe bağlı maden parçaları.

çan

a. İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana: “Harp gemisinde çan, düdük ve insan sesleri birbirine karıştı.” -F. R. Atay.

çan Fr. Cloche-Campana
çan

Lavabo, banyo.

çan

İyi burulmadığı için ne tam burulmuş ne de boğa olarak kalabilmiş öküz

çan Osm. kampana

Yarışlık koşularında, sayı dönülerini ve son dönüyü koşuculara bildirmek için, dönü başlarında çalışan çan.

çan İng. Gong

Yumruk oyunu dönemlerinin başlangıç ve bitimini bildirmek için kullanılan uyarıcı.

çan

Araba tekerlerinde biriken çamuru temizlemekte kullanılan demir parçası. (Yukarıkaşıkara *Yalvaç -Isparta)

Çan

öz. a. Çanakkale iline bağlı ilçelerden biri.

Çan

Elâzığ ili, Çan bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

çañ ile benzer kelimeler

çan çan a. 1. Sürekli ve yüksek sesle edilen gevezelik: Bütün gün onun ından bıktım. 2. zf. Çan sesine benzer ses çıkararak.

çan çan çarık Dile düşen, hakkında dedikodu çıkan (kimse).

çan çan etmek (veya ötmek veya konuşmak) yüksek sesle sürekli gevezelik etmek.

Çan biçimi Osm. Cersiyüşşekil

çan biçimli eğri İng. Bell-shaped curve

çan ciceğigiller Lat. Campanulaceae Yaprakları almaşlı, nadiren karşılıklı diziliş gösteren, çiçekleri er dişi, çanak yaprakları 3-10 kadar olup bileşik, taç yaprakları 5 tane ve birleşik, ovaryum alt durumlu, bir ya da çok yıllık, otsu ya da çalımsı bitkiler.

çan çalma Fr. coup de cloche Yarışlık koşularında, sayılan dönüleri ve son dönüye girilmekte olduğunu, zamanlı yarışlarda ise, yarışın bitmesine bir dakika kaldığını çanla bildirme.

çan çalmak herkese bildirmek. Her yerde söylemek

---