çabuk değişme

çabuk parlayan çabuk söner

olağan sayılmayacak kadar kısa bir zamanda olan bir gelişmenin sürekli olamayacağını anlatan bir söz.

çabuk değişme odacığı

Oyuncuların zaman yitirmeden giysi değiştirebilmeleri için sahne üzerindeki küçük oda.

Sahne üzerindeki oyuncuların çabuk giysi ve makyaj değiştirmelerine yaraya...

ayağına çabuk

sf. Bir yere alışılandan daha kısa sürede gidip gelen.

çabuk

sf. 1. Aceleci: “Yüreği ağzında, atabildiği kadar adımlarla o tarafa seğirtti ve çocuğun ardından koridora girdi.” -E. Şafak. 2. zf. Alışılandan veya gösterilenden daha kısa bir zamanda, tez, yavaş karşıtı:

çabuk başlamalı flüorışıl lamba

Yapımı ve yardımcı aygıtlarından ötürü elektrik akımı verilince, duraksamadan ve peş peşe yanıp sönmeden, hemen yanan flüorışıl lamba.

çabuk değişir bezem

Sinema/TV. Bir görünçlükten öbürüne en kısa zamanda geçilmesini sağlamak üzere, kolaylıkla sökülüp takılabilen hazır bezem.

çabuk gücenme

çabuk güç alıştırmaları

Kasların çabuk gerilme ve gevşemelerini sağlayan, tepki yeteneğini artıran, eklemleri güçlendiren, itme, atma, sıçrama ve atlama gibi kas gücünü apansız uygulamayı ve tüketmeyi giderek çabuk sonuç almayı gerektiren alıştırmalar....