boşluk

boşluk, -ğu

a. 1. Oyuk, çukur, kapanmamış yer. 2. Boş olan yer: “Utanmadan bıraktığı sakalında güve yeniği gibi boşluklar vardı.” -İ. O. Anar. 3. Kesinti, kopukluk. 4. Boş geçen süre: Bu boşluktan sıkılıyorum. 5. Eksiklik, yoksunluk duygusu: “Bağlama telleri, tef zilleri ses verdikçe duvarlarda moda dergilerinin boşlukta kalan orta sayfalan süs fenerleri gibi bir o yana, bir bu yana döndü.” -L. Tekin. 6. mec. Boş olma durumu: “O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor.” -R. H. Karay.


boşluk Fr. Vide
boşluk

bk. boş damga.


boşluk İng. space
boşluk

bk. boş


boşluk İng. vacuum

Özdekten arınmış kapalı oylum.


boşluk

bk. gedik 1


boşluk İng. vacuum

İçinde molekül, atom ve başka temel parçacıkların bulunmadığı varsayılan uzay parçası.


boşluk İng. cavity
boşluk, kovuk Osm. cevf

(biyoloji, zooloji)


boşluk, vakum Osm. halâ

(fizik,kimya)


boşluk İng. blacklash, play

(I) Birbirine geçen parçaların ya da dişlilerin uymaması durumunda, arada oluşan açıklık.


boşluk İng. vacuum

(II) Bir oylumun havasının tümden alınmış olması durumu.


boşluk İng. lacuna

Herhangi bir veri dizisinde, bellek ya da bilinçte görülen eksiklik.


boşluk İng. vacuum

Sinema/TV. İçinde molekül ya da atom bulunmayan uzay; uygulamada, içindeki hava ya da gazı tümüyle boşaltılmış, son kertede alçak basınç bulunan uzay. (Bir radyo ışıtacında, eksiucun yaydığı elektronların, havanın ya da gazın atomlarıyla çarpışarak engellenmemesi için, bu ışıtaçta böyle bir boşluk yaratılması gerekir).


boşluk İng. suppression, blanking, gating, (ABD) black-out

TV. Tarayıcı demetin satır başı ya da resim başı yapması sırasında, istenmeyen imlerin ortaya çıkmasını önlemek ve eşleme imleri gibi belirli biçimdeki imleri göndermek için resim bilgisine verilen ara.


boşluk İng. vacuum

1. genel uygulayım: Herhangi bir emici ile havası boşaltılmış yer, ortam vb. 2. fizik, kimya: İçinde hiçbir öğecik, özdecik vb. bulunmayan, bir gazın basıncı düşürüldükçe sonunda varılacak durum.


boşluk

Boşanmış olma.


Boşluk Fr. Retasseur

boşluk ile benzer kelimeler

alt boşluk

İng. foot-room

Sinema/TV. Bir oyuncunun ayakları ile alt çerçeve çizgisi arasında yer alan boşluk.

bileşik boşluk

İng. composite blanking

TV. Almaçta resim iminin kaldırıldığı, satır ile alan başı yapıldığı vakit gönderilen alan ve satır boşluğu imleri.

boşluk çubuğu

İng. space bar

boşluk damıtması

İng. vacuum distillation

Kaynama sıcaklığı yüksek olan ve bu sıcaklıkta bozunan bileşiklerin elde edilmesi için, normal havayuvar basıncından daha düşük basınçlarda yapılan damıtma.

boşluk düzeyi

İng. blanking level

TV. Beyaz doruğunun yüzdesi olarak bazı yayın ölçünlerinde % 25-30, bazılarında da % 75'te yer alan düzey.

boşluk göstergesi

bk. boşlukölçer.

Boşluk hacmi

Osm.

boşluk içi ışın tedavisi

İng. intracavitary radioterapy

Işınım kaynağının doğrudan bir vücut boşluğuna gönderilmesiyle elde edilen tedavi biçimi.


"boşluk" karakter analizi

  • boşluk, 6 karakter ile yazılır.
  • b harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'b', 'o', 'ş', 'l', 'u', 'k', şeklindedir.
  • boşluk kelimesinin tersten yazılışı ' kulşob' diziliminde gösterilir.

(b,k,l,o,u,ş) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

zobulaşmak

İrileşmek.


Zorbalaşmak.

zar-boşluk
Fr. labyrinthe membraneux

(biyoloji)

zar boşluk
İng. membranous labyrinth

(karşılık: zar labirent), (Lat. labyrinthus = dehliz, boşluk),: İç-kulakta, iç-s

yutak boşluğu
İng. cavum pharyngis

anat. Ağız ve burun boşluklarının arkasında, soluk ve yemek borularının giriş

Yukarıkolbaşı

Bitlis ili, Güroymak ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

boşluk - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
b3
o2
ş4
l1
u2
k1
Toplam puan değeri13