bölüm

bölüm

a. 1. Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım: “Gelgelelim, hayatın bu masalsı bölümü çok kısa sürüyor.” -A. Ağaoğlu. 2. Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon. 3. mec. Çağ, devir: “O gün edebiyat tarihinde hecenin beş şairi diye bir bölüm açanların üçü orada tanıştılar.” -Y. Z. Ortaç. 4. biy. Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik. 5. eğt. Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. 6. mat. Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı.


bölüm Fr. Division
bölüm

Fıçı.


bölüm İng. division

Filumların bir araya gelmesiyle teşekkül eden, canlıların sınıflandırılmasında kullanılan bir terim. Divizyo.


bölüm İng. chapter
bölüm İng. partition
bölüm İng. quotient
bölüm İng. section
bölüm

bk. bölme


bölüm İng. department, section

1. Bir okul ya da üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan alt-birimlerinden her biri. 2. Bir üniversite ya da yüksek okulu oluşturan başlıca yönetim birimlerinden her birine verilen ad.


bölüm İng. act

Bir tiyatro yapıtında olay dizisinin ana kesimlerini oluşturan ve kendi içinde bütünlüğü olan bölüm.


bölüm

1) taksîm (bk. bölme, bölüşme, bölüştürme).2) kısım.


bölüm İng. class

Gözlemlerin bölümlendirildiği öbeklerin her biri.


bölüm

Yazmaların kendi içinde bölünebildiği büyük ayırımlardan her biri.


bölüm İng. quotient

Bir çokluğun bir ötekine bölünmesiyle oluşan çokluk.


bölüm İng. quotient

Bölme algoritmasındaki q sayısının adı.


bölüm İng. department

1. Bir kuruluşun çalışma dallarından birisi. 2. Kendisine ilişkin özellikleri kapsayan işleri yetenek ve yetkileri çevresi içinde düzenleyen ve yapan organ. 3. Genel kuruluşun belirli bir işiyle uğraşan kolu.


bölüm Osm. haric-i kısmet

(matematik)


bölüm İng. part

Sinema Bir filmde birkaç ayrımdan oluşan, konunun ana parçalarından birini ortaya koyan bölük.


bölüm Lat. divisio

Canlı organizmaların sistematik sınıflandırılmasında şubelerin bir araya gelmesinden oluşan grup, divizyo.


bölüm İng. act

Bir oyunda konunun ana parçalarından her biri bk. perde.


bölüm Osm. sınıf

Çiftekercilerin özenci, kazanççı ve bağımsız olarak ayrıldıkları bölümler.


bölüm İng. epoch

Çağkatman birimlerinden olan bir dizinin oluş süresi.


bölüm Osm. bap

1. Bir betikte, uygun görülen düzen gereğince, başlık ya da sayılarla birbirinden ayrılan parçaların her biri. 2. Tiyatro oyunlarında konunun ana parçalarından her biri, perde.


bölüm İng. division

(karşılık: divizyo), (Lat. divisio) Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan bir terim olup filumların bir araya gelmesiyle meydana gelir.


Bölüm Fr. Section

bölüm ile benzer kelimeler

alt bölüm

a. Sınıflandırmada ana bölümlerin ayrıldığı parçalardan her biri, ayrım.


Osm. fasıl

Yazmalarda bölüm içinde yer alan küçük ayırımlardan her biri.


Lat. subphylum

Canlı ...

altın bölüm

İng. golden section

AB doğru parçasını (…)olacak biçimde içten bölen C noktasını elde etme.

bağımsız bölüm

a. Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre, bir binanın ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli ve bağımsız mülkiyete konu olan özel bölümü.

bire yakın artıkla bölüm

Osm. vahide karib fazlalı haric-i kısmet

(matematik)

bire yakın eksikle bölüm

Osm. vahide karib noksanla haric-i kısmet

(matematik)

bölüm alt sınırı

İng. class lower limit

Nicel verilerin sıklık dağılımlarında, bir bölümün en küçük değeri.

bölüm altı

İng. subphylum

Canlıların sınıflandırılmasında bölümden daha küçük gruplar topluluğu anlamında kullanılan terim, subfilum.

bölüm aralığı

İng. class interval

Bir sıklık dağılımında değişken değerlerinin bölümlenebildiği uygun aralıklardan her biri.


"bölüm" karakter analizi

  • bölüm, 5 karakter ile yazılır.
  • b harfi ile başlar, m harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'b', 'ö', 'l', 'ü', 'm', şeklindedir.
  • bölüm kelimesinin tersten yazılışı ' mülöb' diziliminde gösterilir.

(b,l,m,ö,ü) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

ışıl bölünüm
İng. photofission

Işılcıklarla oluşan çekirdek bölünümü.

gümüşlenböcü

Ateş böceği.

gümrüksüz bölge

bk. serbest bölge


İng. free zone

Bir ülkeye ilişkin yerlere giren çıkan mal

görüştürebilmek

(-i, -le) Görüştürme imkânı veya olasılığı bulunmak.

bölümcük

bk. Meclis.

bölüm - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
b3
ö7
l1
ü3
m2
Toplam puan değeri16