ağzı varmamak

ağzı varmamak

söylemeye, açıklamaya gönlü elvermemek.

ağzı varmamak ile benzer kelimeler

1) susuz kalmak; 2) konuşamaz duruma gelmek: Ağzım dilim kurudu, kız yalvara yalvara -Halk türküsü.

bir sözü söylemeye gönlü razı olmamak: Süleyman Kâhyaya söylemeye kimsenin dili varmıyor, gücü yetmiyordu. -Y. Kemal.

1. Bir işi çok çabuk yapıp bitirmek. 2. Üzüntü nedeniyle hiç bir iş yapamamak.

İş tutamamak, fakir düşmek.

bir şeyi çok alma veya verme alışkanlığında olmak.

çok cimri olmak.

bir işi yapmaya gönlü razı olmamak: Temiz yere kolay çöp atamazsınız. Eliniz varmaz. -H. Taner.

istek duymamak, istememek, çekinmek: Birkaç gece evvel gelip de bir şey soracaktım, rahatsız etmeye gönlüm varmadı. -P. Safa.

Doğu Anadolu'da Acem ve Azerî ağzına benzetilerek söylenen bir ezgi biçimi.

'a', 'ğ', 'z', 'ı', ' ', 'v', 'a', 'r', 'm', 'a', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
ağzı varmamak kelimesinin tersten yazılışı ' kamamrav ızğa' diziliminde gösterilir.

vanağzı vermek Aldatmak, kandırmak.
kazığa vurmak esk. bir kimseyi yere dikilmiş ucu sivri bir kazığa oturtarak öldürmek: Münasebetsizliklerine mukabele edeni ihtim
elâğız vermemek Çok perişan bir halde olmak.
boğazlayıvermek (-i) (boğazlayı'vermek) Çabucak veya ansızın boğazlamak.
ağız vermek Kesici bir aletin ağzına yeniden çelik koydurtmak: Baltayı ağızlatmağa gönderdim. 1. Akıl vermek,