ağrı

ağrı

a. Vücudun herhangi bir yerinde duyulan şiddetli acı: “Anlaşılan kollarındaki ağrı biraz daha sürecek.” -A. Ümit.

ağrı Fr. Douleur
ağrı Fr. Algie
ağrı

1. Yönünden, tarafından,-den doğru,-ya doğru,-nın boyunca: Üç güzel geliyor bağlardan ağrı, taramış zülfünü gerdana doğru. 2.-den beri,-den sonra,-den itibaren: Deminden ağrı ne iş yapıyordun? 3. Dolayı, ötürü, dolayısiyle: Ali babamdan ağrı akrabam oluyor.

ağrı

1. Soğuktan ileri gelen bir çeşit hastalık. 2. Yara, çıban gibi hastalıklara verilen ad: Çocuğun yüzünü ağrı bürümüş. 3. Tifo. 4. Sığır ve koyunlarda sıcak ve yağlılıktan ileri gelen bir hastalık.

ağrı

Eğri.

ağrı

Yönünden, doğrultusundan

ağrı İng. pain

1. Özelleşmiş sinir uçlarının uyarılması sonucu hissedilen yerel rahatsızlıktan, can çekişmeye kadar değişen şiddetlerdeki rahatsızlık verici duygu. 2. Yangının önemli belirtilerinden biri.

ağrı

Acı, ıstırap, dert, illet.

Ağrı

öz. a. (a'ğrı) Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

---

ağrı ile benzer kelimeler

sıkmaççıl ağrı büzmeççil ağrı Fr. Sphinctéalgie

abdominal ağrı İng. abdominal pain Karın ağrısı.

ağrı doğuran Fr. Algésiogène

ağrı duymazlığı bk. acıyitimi.

ağrı duyu azalımı Fr. Hypoalgésié

ağrı düşkünlüğü Fr. Algomanie

ağrı kesici sf. tıp Ağrı duyusunu ortadan kaldıran, dindiren (ilaç vb.), analjezik.

ağrı kesici ilaç İng. analgesic drug Ağız, damar içi veya diğer yollarla kullanıldığında ağrının giderilmesini sağlayan ilaç, analjezik.

---