ağmak

ağmak, -ar

(I) (-e) 1. Sarkmak, aşağıya inmek: “Hiç konuşmadan güneş batıya ağıncaya dek çalıştılar.” -R. N. Güntekin. 2. Yük vb. şeyler bir yana eğilmek.

ağmak, -ar

(II) (-e) Yükselmek, yukarı doğru çıkmak: “Ay oldum âleme doğdum, bulut oldum göğe ağdım.” -Yunus Emre.

ağmak

Yılan deliğine ağdı gitti.

ağmak

1. Aşağı inmek, yük veya terazide denge bozularak bir yanı ağır gelmek. 2. Aşmak: Ben tüfeği ateşleyene kadar tepeyi ağdı. 3. “Yağmur"inmek, düşmek. 4. Yıldız, yılan v.b. kaymak: Gökten bir yıldız ağdı. 5. Toplanmak, üşüşmek: Yemeğe karıncalar ağmış. 6. Güneş batmak: Gün ağdı. 7. Çömelmek, oturmak: Yanına ağıver. 8. Yatıp yuvarlanmak, debelenmek: Bu gece yatakta ağdım döndüm. 9. Bir kimsenin üzerine yüklenmek, çullanmak, asılmak: Üzerime fazla ağma. 10. Yükselmek, yukarı çıkmak: Gönülsüz namaz, göklere ağmaz. Sürü yamaca ağdı. 11. Hayvanlar çiftleşmek.

ağmak

Anmak, birisinden söz etmek: Seni dün akşam çok ağdık.

ağmak

1. Delirmek. 2. Ahmak, salak.

ağmak

Toplanmak.

ağmak

1. Yükselmek, çıkmak, tırmanmak. 2. Geçivermek.

ağmak

Ağır gelmek, yükün bir yanı aşağı sarkmak.

ağmak

1. Çıkmak, yükselmek. 2. Aşağı inmek, ağır gelip aşağı meyletmek.

---

ağmak ile benzer kelimeler

ağmak ıslıyan İnce ince, sürekli yağan yağmur, ahmak ıslatan.

askıya ağmak İpek böceği koza sarmak üzere dallara çıkmak.

ayağı ağmak 1. İyi bir durumdan kötü duruma düşmek. 2. Düşmek: Ayağı ağınca kolu bertmiş.

kaygu başına ağmak Endişeye düşmek

sağu ağmak ağıt söylemek.

tıramana ağmak Darmadağın etmek.

---