ağız çakmak

ağız çakmak

Hoşa gidecek söz söylemek.

ağız çakmak ile benzer kelimeler

zf. Parlar durumda, alev alev: Hep yanan açık ela gözlerinde öfke aşikârdı. -T. Buğra.

ateşli hastalık veya öfkeden gözleri kızarmış ve parlamış (olmak): Avuçları ateş gibi fersiz gözleri çakmak çakmak dört dönüyordu. -H. E. Adıvar.

Söz birliği yapmak.

Bir çeşit eski tüfek.

Şimşek çakmak

1) çok üzülmek, sarsılmak; 2) zihninde birden bir düşünce doğmak.

bir bilgi veya bilim dalında saplanmış kalmak: Bir fende kazık kakmaktansa hepsinden birer parça malumat kapma fikrinde idi. -H. R. Gürpınar.

Kavgaya hazır.

'a', 'ğ', 'ı', 'z', ' ', 'ç', 'a', 'k', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
ağız çakmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamkaç zığa' diziliminde gösterilir.

ağızlık açmak Bir şeye başlangıç yapmak.
yazlığa çıkmak yazı geçirecek bir yere gitmek: Bu sene yazlığa çıkmışlar, Boyacıköyü'ndeki yeni yalıya taşınmışlar. -S. M. Alus.
öğrenme çıkmazı İng. learning Önceleri etkili ve yararlı olan bir tepkinin, herhangi bir nedenle varılmak istenen amaca er
kızarım güçlüğü Fr. Dyshématose
kırmızı ağaç Osm. paduk Kerestesi parıltılı kırmızı renkli, hava kurusunun özgül ağırlığı 0,70-0,90 gr/cm3 olan, çoğunl